Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum. Belki bu benim kendimi sunuş şeklimle alakalı, belki de sadece start-up'ıma özgü bir şeydir. | TED | لكن في النهاية بررتها ظناً أنه يمكن أن يكون لهذا علاقة بطريقتي في تقديم نفسي أو أنه فقط شيء مميز لشركتي الناشئة. |
Evsahibine ait olduğunu düşünerek bıraktığımız boş sandalyeye oturdu. | Open Subtitles | هو جلس في المكان الذي تـركناه فارغ لـه ظناً منا أنه المضيف |
Yakalanmayacağımızı düşünerek ortalıkta dolaştık. | Open Subtitles | بالتقابل سرّاً، ظناً منّا أنّها لنّ تكتشف أمرنا. |
Peşime düşenlerden kurtulacaklarını düşünerek onu babanla beraber yolladım. | Open Subtitles | لقد أرسلتها بعيداً بصحبة والدك، ظناً مني أنهما سوف يبتعدا عن أياً كان الذي يطاردني. |
Dinle bir tanem, beni arayıp acıma numarasıyla yağ çektikten sonra benim düştüğümü ve her şeye boyun eğeceğimi sanıp bunu benim üstüme atacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | اسمعي يا عزيزتي تعتزمين الاتصال وذهني باللطف ثم ترمين هذا عليّ ظناً منكِ أنني منهزم وسأرضخ |
Penis sanıp kaval kemiğini mi ovdun? | Open Subtitles | فركت قدمك، ظناً أنها عضوك؟ |
Ben onun ruh eşim olduğunu düşünerek buralara geldim ama gördüm ki sıradan bir adammış. | Open Subtitles | إنتقلت هنا ظناً مني أنه توأم روحي وإتضح أنه فقط رجل آخر |
Canavar olduğumuzu düşünerek bizimle savaşmaya devam edebilirsin ya da iş birliği yapıp sorunun nerede olduğunu anlayıp düzeltmemize yardım edersin. | Open Subtitles | يمكنك الأستمرار في محاربتنا ظناً أننا وحوش، أو يمكنك التعاون، بمساعدتنا لمعرفة ما الخطب و كيف نصلحه |
Gavin valizin Jia'ya ait olduğunu düşünerek onu çaldı, sahtesini bıraktı, sayaç adam kendinin zannettiği valizi, valiz odasına bıraktı. | Open Subtitles | و ثم أخذ (غافين) ما ظن أنها حقيبة (جا), و ترك لها الحقيبة التمويهية, و ثم وضع الرجل العداد حقيبة (جا) في مخزن الأمتعة, ظناً منه أنه حقيبته |
Ben olduğumu sanıp onu alıp götürdüler. | Open Subtitles | أخذوه ظناً منهم أنه أنا، |