"ظننتني" - Traduction Arabe en Turc

    • sanıyordum
        
    • sandım
        
    • sanmıştım
        
    • sandın
        
    • düşündüm
        
    • düşünmüştüm
        
    • düşünüyorsan
        
    • düşündün
        
    • sandığım
        
    Seni çiftlik evine saçından sürükleyerek getirmek zorunda kalacağımı sanıyordum. Open Subtitles ظننتني سأضطرّ لجرّك إلى المزرعة على حين تقاومين بالركل والصراخ.
    Sana hastanede söylediklerimden sonra görmek isteyeceğin son kişi ben olurum sanıyordum. Open Subtitles بعد ما قلته لك في المستشفى .ظننتني آخر شخص قدّ تودّ ريته
    Bir an öldüm sandım, ama bütün o sesleri duyunca, polis olduklarını anladım. Open Subtitles لوهلة ظننتني ميتاً، لكن بعدما سمعت كل هذه الضوضاء عرفت بأنهم كانوا من الشرطة
    Bir an öldüm sandım, ama bütün o sesleri duyunca, polis olduklarını anladım. Open Subtitles لوهلة ظننتني ميتاً، لكن بعدما سمعت كل هذه الضوضاء عرفت بأنهم كانوا من الشرطة
    Hastalandığım zaman nihayet özgür kalacağımı sanmıştım. Open Subtitles لمّا مرضتُ ظننتني سأتحرر على الأقل أخيراً
    Pantolonunu svışşlamasını umursayacağımı mı sandın? Open Subtitles ظننتني سأبالي بخصوص قرقعة بنطالك؟
    Bugünün gazetesi. Bütün kayıp kabileleri bildiğimi sanıyordum. Open Subtitles وتصادف أن معي جريدة اليوم، ظننتني أعرف كل القبائل المفقودة
    Bunu bastırdığımı sanıyordum ama bu olay bazı duygularımı harekete geçirdi. Open Subtitles ظننتني انتهيت من ذلك، ولكن شيء من هذا القبيل من شأنه اعادة مشاعر قديمة
    Ben de hanım hanımcık bir Roma kadınının huzurundayım sanıyordum. Open Subtitles و أنا التي ظننتني في حضرة ! إمرأة رومانية مهذبة
    Yani 15 yaşındayken her şeyi bildiğimi sanıyordum. Open Subtitles الأمر فحسب أنه عندما كنت في الـ15 من العمر ظننتني على علم بكل شيء
    Artık ana kuzularıyla uğraşacak yaşı geçtik sanıyordum. Open Subtitles ظننتني وصلت لعمر حيث لن أتعامل مع أبناء أمهم
    Ve bir gün o uzaklara gitti. Öleceğimi sandım ama ölmedim. Open Subtitles ثم رحل في يوم ما، ظننتني سأموت ولكن لم أمت
    Birini gördüm sandım, ama o değilmiş. Bu güzel. Open Subtitles ظننتني رأيت شخصاً، لكن لم يكن هو، فلا بأس
    Müziği duyduğumu sandım bir an. Ama duyamam, değil mi? Open Subtitles ظننتني أسمع الموسيقى لكن لا يمكن ذلك، صحيح؟
    Bir saniyeliğine gittiğimi sanmıştım. Ama hâlâ yarım kalmış bir işim var. Open Subtitles ظننتني مُتّ للحظة، لكن ما زال عندي عمل عالق.
    Seni bir daha göremeyeceğimi sanmıştım ve ölmek için daha kötü bir yol düşünemedim. Open Subtitles ظننتني لن أراك مجددًا، ولم تخطر ببالي طريقة أسوأ للموت.
    sanmıştım ki... Birkaç gün ortalarda olmayacağımı ve bunun benim oyuncaklarımla oynamak için iyi bir zaman olduğunu düşündün. Open Subtitles ظننتني سأغيب لبضعة أيّام أُخر ولا بأس أنْ تلعبي بألعابي
    Halüsinasyon olduğumu sandın. Doğru şeyi yapıp Henry'yi kurtarman gerektiğini söyledin. Open Subtitles ظننتني صنيعة هذيانك و قلت أنّك ستفعل الصواب و تنقذ (هنري)
    Onu gördükten sonra farklı hissettiğimi düşündüm. Open Subtitles ظننتني سأحصل على شعور مختلف بعد قولي لهذا
    Kongre kayıtlarını paramparça edip burnuna çekeceğini düşünmüştüm ama neyse ki iyiymişsin. Open Subtitles ظننتني سأجدك في الزاوية، تشم قصاصات تقارير الكونغرس.
    Eğer bu yeri yere yıkmaya uzak olduğumu düşünüyorsan, ciddi bir şekilde yanılıyorsun. Open Subtitles إن ظننتني لن أحرق هذا المنزل عن بكرة أبيه فإنّك مخطئ بشكل فادح.
    Piper, ilk tanıştığımızda sadece bir tamirci olduğumu düşündün. Open Subtitles بايبر، عندما تقابلنا للمرة الأولى ظننتني مجرد عامل
    O, daha sonra gördüğümü sandığım canavar oydu. Open Subtitles تلك الليلة في الغابة ذاك 000 الوحش الذي ظننتني رأيته حينها لقد كان هو

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus