bu gemi ortaya çıktığında kendimi nasıl şanslı hissettiğimi tahmin edersin. | Open Subtitles | يمكنك تصور مدى شعوري بأن أكون محظوظة عندما ظهرت هذه السفينة |
bu büyük formların ortaya çıktığı zamandı -- senfoniler, sonatalar, konçertolar. | TED | كل ذلك عندت ظهرت هذه الاشكال الكبيرة السيمفونيات، والسوناتات، والكونشيرتو. |
Çikolata? bu nereden geldi? Ve bunlar ortaya çıktığında ben de kendi kendime aynı şeyi düşündüm, çünkü bizim araştırmamızın peynir ya da çikolatayla hiçbir alakası yoktu. | TED | و انا ايضا فكرت بنفس الطريقة عندما ظهرت هذه العناوين لان دراستنا لم يكن لها اي علاقة بالجبن او الشوكولاتة |
Bir gün, bu fotoğraf Çin'den gönderildi. | TED | وفي يومِِ ما، ظهرت هذه الصورة من الصين. |
bu semptomlar ortaya çıktığında hayatım bir gecede değişti. | TED | عندما ظهرت هذه الأعراض، تغيرت حياتي بالتأكيد بين ليلة وضحاها. |
bu römork, Berkeley'deki dükkanımda ilk defa karşıma çıktığında, daha önce hiç bir römorkün, bir Airstream'ın, içine adım atmamıştım. | TED | حين ظهرت هذه المقطورة في ورشتي في بيركلي، لم تطأ قدمي في مقطورة إير ستريمر، أو أي مقطورة أخرى |
20.yüzyılda, bu tehlikeli çakışma altı defa gerçekleşmiştir. | Open Subtitles | في القرن العشرين , ظهرت هذه المجموعة القمرية الخطرة في ست مناسبات |
Çünkü bu negatif dalgalar yok olursa herkes ne kadar hasta olduğumdan bahsedecek ve bu şekilde her şey kendini gerçekleştiren tahmin halini alacak. | Open Subtitles | بسبب أنه اذا ظهرت هذه الذبذبات السلبية الجميع سيتحدثون حول كم أنا مريض وتصبح نبوءة تحقق ذاتها |
Sonra da bu gezi ortaya çıktığında, düşündüm ki Paris'e gideriz ve ben de orada söylerim çünkü bu bana göre özeldi. | Open Subtitles | و بعد ذلك عندما ظهرت هذه السفرة اعتقدت اننا سنذهب الى باريس و أنا سأخبرك هناك لأن هذه اللحظة تبدو خاصة |
Sonra, bu akşam o kadın geldi, ve benimle ilgili birşeyler bildiğini söyledi. | Open Subtitles | ثم ، ظهرت هذه المرأة الليلة و هى تعرف معلومات عنى |
bu dava ilk açıklandığından beri dört ay geçti bile. | Open Subtitles | لقد مضى أربعة أشهر منذ أن ظهرت هذه القضية إلى النور |
Hurdalık müdürünün söylediğine göre, bu araba daha önce yokmuş. | Open Subtitles | طبقاً لأقوال مدير ساحة التدمير فقد ظهرت هذه السيارة من العدم |
Eğer bu sertifika ortaya çıkarsa, neleri ispat edeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | إذا ظهرت هذه الشهادة , تعرفين حتما مالذي ستثبته |
Gezegenin her yerinde bu tip adalardan meydana geldi. Bir süre sonra, bu adalar ilk kıtaları oluşturdular. | Open Subtitles | ظهرت هذه الجزر في كافة أرجاء الكوكب، وبمرور الوقت شكّلت القارات الأوليّة. |
Arabayı başarıyla kaybettikten 11 dakika sonra bu araba başka gerçeklikten geldi. | Open Subtitles | بعد أن نجحنا بإخفاء السيارة بـ11 دقيقة، ظهرت هذه السيارة من عالم آخر. |
Eğer bu skandal ortaya çıkarsa sen de okulu bırakmak zorunda kalacaksın biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أذا ظهرت هذه الفضيحة للعلن فسوف تنسحبين ، صحيح؟ |
Eğer bu resim haberlerde görünseydi milyonlar onun bu konuda yalan söylediğini bilirdi. | Open Subtitles | لو ظهرت هذه الصورة في الأخبار الملايين سيعلمون بأنه كذب بخصوص ذلك |
Geçen ay hastalandım ve bu kolumda belirdi. | Open Subtitles | أوه، لقد مرضت الشهر الماضي مباشرة بعد أن ظهرت هذه على ذراعي |
Sizin de Cuma günü halka arzınız var ve bu dava o sabah Journal'de yayınlanırsa sizce o zili çaldıklarında hisse bedelleri ne olacak dersiniz? | Open Subtitles | وأنتم لديكم أفتتاح يوم الجمعة ولو ظهرت هذه البدلة في الصحيفة باليوم الذي بعده كم برأيكما سيكون سعر السهم؟ |
Sabahın erken saatlerinden beri bu haber yayılıyor. | Open Subtitles | منذ أن ظهرت هذه الأخبار مبكرا هذا الصباح |