| Ve başım ilk kez derde girdiğinde, sana daima destek olan tek insana sırtını dönüyorsun. | Open Subtitles | وللمره الأولى .. وانا واقعه في مشكله , ادرتِ ظهركِ لي للشخص الوحيد الذي وقف بجانبك |
| Hayır, asıl sen erkeklere sırtını döndüğünde bize sırtını dönmüş oldun. | Open Subtitles | لا بل أنتِ التي فعلتِ عندما أدرتِ ظهركِ للبشر |
| Sırtın günde altı saat çalışmana izin vermiyordu. | Open Subtitles | ظهركِ منعكِ من مزاولة العمل ستة ساعات يوميا |
| arkanı kollasan iyi edersin, çünkü hak ettiğimi alana kadar şehri terk etmeyeceğim. | Open Subtitles | يستحسن أن تراقبي ظهركِ لأني لن أغادر المدينة حتى احصل على ما استحقه |
| Dön de sırtına biraz daha losyon süreyim. | Open Subtitles | استدرِ وسأضع لكِ بعض من مستحضرات السمرة على ظهركِ |
| sırt üstü yatıp ayaklarını, kulağının arkasına koyabilirsen anlaşılır. | Open Subtitles | لو إستلقيتي على ظهركِ بكاحليكِ خلف أذناكِ هذا سيجعل الجرس يدق |
| Ben senden hoşlanmış gibi davranıp seni sırtından hançerlediğim için. | Open Subtitles | لأنّي تظاهرتُ بحبّي لكِ، وطعنتكِ في ظهركِ بخنجر؟ |
| - Sırtınızı gösterin! | Open Subtitles | أريني ظهركِ استديري |
| Homurdanıp işaret diliyle anlaşıyorlar. Onların dili bu. Hücrelerine ya da kendilerine asla sırtını dönme. | Open Subtitles | مُجرّد نخير وإيماء، فذلك مفاد لُغتهم، إيّاكِ أن تولّيهم أو زنزانتهم ظهركِ. |
| Şu an yanında, boş bir sandalyeye konuştuğun için sırtını sıvazlayacak Dr. Her Şeyi Düzelt var. | Open Subtitles | اليوم ,حصلتِ على دكتوره مستعده لتربت على ظهركِ لتحدثكِ مع كرسي فارغ |
| Onu bu şekilde buraya bıraktığında ona asla sırtını dönmemelisin. | Open Subtitles | لا تديرين ظهركِ عليها عندما تضعيها هُناك هكذا. |
| Asil bir hanım sırtını dik tutmalı ve tek bir hamlede yerinden doğrulmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون ظهركِ مستقيمًا، ثم تنهضين بخفّةٍ سريعة |
| Farkındaysan sevgilim, her gece kanepede yatmasan Sırtın da o kadar ağrımaz. | Open Subtitles | ظهري متقرّح قليلاً تدركين يا عزيزتي أن ظهركِ .. لم يكن ليؤلمكِ كثيراً لو لم تنامي على الأريكة كلّ ليلة .. |
| Ama şunu bil ki Sırtın kötü görünüyor. | Open Subtitles | ولكن ينبغي أن تعرفين أنه يجعل ظهركِ يبدو بديناً |
| Sadece yataktan kalktığında Sırtın biraz ağrıyor, hepsi bu. | Open Subtitles | فقط عندما تستيقظين ظهركِ يؤلمكِ قليلاً، هذا كلّ مافي الأمر |
| Madem bu işi yapacaksın, en azından arkanı kollayan birisi olsun. | Open Subtitles | لو كنتِ ستفعلين ذلك، فستحتاجين على الأقل شخصاً واحد، ليراقب ظهركِ |
| Kötü, berbat bir durumla karşılaşınca arkanı dönüp gitmeye mi karar verirsin? | Open Subtitles | متى تنظرين إلى موقف حزين ومريع وتقررين أنكِ مستعدة لإدارة ظهركِ للأمر؟ |
| Ve eğer böyle şeyleri bir daha sorgulayacak olursan, o dilini koparır, sırtına kanla adımı yazarım. | Open Subtitles | ,وإن سألتِ مثل هذه الأسئلة ثانيةً سأقتلع لسانكِ، وأكتب اسمي بالدماء على ظهركِ |
| Devamlı sırt ve bacak ağrıları. Önce miden bozulur ve birşey yiyemezsin. | Open Subtitles | ظهركِ وسيقانكِ تؤلمانكِ ولا تستطيعين الأكل |
| Bunun farklı olmasının sebebi de, görmeden sırtından bağladığın içindi. | Open Subtitles | هذا مُختلف لأنّكِ ربطته بنفسكِ خلف ظهركِ. |
| Sırtınızı kollayıp, ağzımı açmayacağım. | Open Subtitles | سأحمى ظهركِ وأقوم بنصحكِ |
| - Arkana yaslan ve rahatla. - Sen Arkana yaslan ve rahatla! | Open Subtitles | فقط استلقي على ظهركِ واسترخي - أنتَ استلقي على ظهرك واسترخي - |
| Küçük hanım, ağacı kırıp arkaya attınız. | Open Subtitles | آنستي ، ستقعين عن هذه الشجرة وتجرحين ظهركِ |
| sırtınıza bakmamızı istemiyorsunuz, Çünkü o zaman, ameliyat yaralarını görürdük | Open Subtitles | أنتِ لا تريديننا أن نرى ظهركِ لأننا حينها سنرى ندوبك الجراحية. |
| Ellerini basinin üstüne koy ve dizlerinin üstüne çök. | Open Subtitles | لذا ضعي يديك وراء ظهركِ واجثي على ركبتيكِ. |