"عابر" - Traduction Arabe en Turc

    • geçici
        
    • geçen
        
    • Geçerken
        
    • geçiyordum
        
    • geçiyorum
        
    • geçip
        
    • yolcu
        
    • yolcuyum
        
    • transatlantik
        
    • Geçiyor muydun
        
    Her nedense hayatımın sadece geçici bir ilgiden daha fazlasını hak ettiği gibi bir izlenime kapıldım. Open Subtitles كنت أرى أن حياتي كلها أكثر من مجرد اهتمام عابر
    RJ. Kariyerini, geleceğini geçici bir heves uğruna tehlikeye mi atacaksın? Open Subtitles هل أنت مستعد للتضحية بمهنتك بسبب إجاب عابر ؟
    Bunu kendine dert etme. Ben yalnızca buradan geçen biriyim. Open Subtitles لا تأخذي الأمر على محمل الجد أنا فقط عابر سبيل
    Overlander'a hoş geldiniz. Geçerken mi uğradınız? Open Subtitles مرحباً بك على طريق البر مجرد عابر سبيل، أليس كذلك؟
    Ben de geçiyordum. Bir tane daha ister misin? Open Subtitles أنا فقط عابر من هنا أتريدن آخر؟
    Buraya gelmem için bir şey söylemedi. Sadece buradan geçiyorum. Open Subtitles هو لم يخبرني بشيء انا مجرد عابر
    Materyalistler için, ruh geçici bir yanılsamadan fazlası değildir, yanılsama, içinden çıktığı fiziksel "ağ" dan daha uzun ömürlü olamaz. Open Subtitles وكوخ ينتصر لهذا الرأي بالنسبة لأنصار النظرية المادية تكون الروح مجرد وهم عابر
    Sadece geçici bir ilgi olduğunu sen, ben üzerinden olduğumu söyleyebilirsin. Open Subtitles بإمكانك أن تُخبرها بأنّني قد تجاوزت الأمر، فقد كان ذلك مُجرّد إهتمامٍ عابر ليس إلّا.
    Basitçe söylemek gerekirse, kamyonun arka tarafı meta-insanların güçlerini engelleyecek güçlü bir geçici güç alanı yaratacak kadar enerjiyle dolduruldu. Open Subtitles في الأساس، الجزء الخلفي من هذه المقطورة مملوء بقدر كبير من الطاقة ما يجعلها فعالة لصنع نبضاً عابر لتشويش
    Hiçbir şeyin kalıcı olmadığının farkında olmaktır, hayat devam ederken, hem bir çeşit hafif ve geçici bir hüzün hissettirirler ama bu hüzün aynı zamanda, tüm bu gerçekliğin geçiciliğine dair daha derin ve iz bırakan bir hüzündür. TED إنه الوعي المهم للوضع المؤقت، كلاهما نوع لطيف وحزن عابر كما الأشياء تعبر في الحياة، ولكن أيضًا حزن أعمق دائم برقة حول عدم ثبات الواقع.
    Bunun geçici bir şey olduğunu anlatmaya çalıştım. Open Subtitles أحاول أن أقول بأنه كان مجرد شيء عابر.
    Bire bir ölçüde. Bu tankın önünde biseklete binen bir adam var ve kafasının üstüne bir ekmek sepeti. Herhangi yoldan geçen birine bu görüntü bir sorun yaratmıyor. TED أمام هذه الدبابة هناك رجل على دراجة وسلة خبز على رأسه. وبالنسبة لأي عابر فإنه لا يوجد أدنى مشكلة في الرسم.
    Aradan geçen tren zanlıyı uzaklaştırdı... Open Subtitles قطارٌ عابر يعيق رجال الشرطة عن المشتبه به
    Yoldan geçen bir tren zanlıyı polislerden ayırdı. Open Subtitles قطارٌ عابر يعيق رجال الشرطة عن المشتبه به
    Geçerken bir uğrayayım dedim. Amcanla da tanıştım. Open Subtitles بلى، إنّه مجرد مرور عابر لقد قابلت عمّكِ
    Eve mi gidiyorsunuz yoksa Geçerken mi uğradınız? Open Subtitles هل أنت متجه إلى المنزل أم مجرد عابر سبيل؟
    Hayır. Sadece geçiyordum. Open Subtitles كلا ، مجرد عابر سبيل ، أخبرتك
    Hayır. Sadece geçiyordum. Open Subtitles كلا ، مجرد عابر سبيل ، أخبرتك
    Ben geçiyorum sadece. Kamyonum var şurda. Open Subtitles أنا مجرّد عابر سبيل هذه شاحنتي هناك
    Başka bir yandan-yandan, sağdan-sağdan geçip giden biri sadece. Open Subtitles مرورك مُجرد عابر سبيل ومروري مرور أي زنجي
    O mezarda gömülü olan şey bir yolcu değildi. Open Subtitles الوكيل دوجيت؟ ذلك ما كان عابر مدفون في ذلك القبر.
    Onun döngüsünde ben bir yolcuyum. Open Subtitles انا عابر طريق في نهاية السلسله
    - transatlantik rıhtımına gitmesini söyle. Open Subtitles اطلبِ منه الذهاب إلى ميناء عابر الأطلسي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus