"عاجزة" - Traduction Arabe en Turc

• çaresiz
• aciz
• güçsüz
• yetersiz
• acizim
• yeteneksiz
• savunmasız
• zayıf
• beceriksiz
• bulamıyorum
• muhtaç
• yatalak
• Çaresiz bir

Öyle çaresiz görünüyordu ki, içinizden sadece kollarınıza alıp onu rahatlatmak geliyordu.
حتى أعلى رأسها. بدت حقاً عاجزة وكانك تريد فقط أن تحملها بذراعيك وتطمئنها.

Bu muazzam bir ticari ve sosyal fırsat, kıta hiç de çaresiz değil.
هذه فرصة تجارية واجتماعية عظيمة، وليست بقارة عاجزة.

Bu durumda polis gücümüzün aciz kaldığı gerçeğini kabul etmeliyiz!
علينا أَنْ نُواجهَ الحقيقةَ بأنّ شرطتنا عاجزة فى هذه المسألةِ

Sana kahramanların gücünü de verebilirim, seni güçsüz de bırakabilirim.
أستطيع أن أعطي لكم قوة الأبطال أو أترك لكم عاجزة.

Eğer askerlerimiz onları bozguna uğratırsa bu Çin'in artık çaresiz olmadığını ispatlar ve bağımsızlığın başlangıcı olur.
أنها ستثبت أن الصين لم تعد عاجزة ويكون بداية الحرية كل يتحدث مع صوت وطني

Senin oynadığın bu kadın en az senin kadar benim kadar çaresiz.
هذهالمرأةالتيتؤديندورها.. عاجزة تماماً كحالتي هذه المرأة ليس لديها أي أسحلة

Fakat kendimi çok çaresiz hissediyorum, burada hiçbir şey yapmadan bekliyorum.
لَكنِّي أَشْعرُ باني عاجزة جداً فقط اجلس في البيت ولا اعَمَل شيءِ

Lugash, çaresiz ufak bir çöl ülkesi,... - mahvolmak üzere.
ولوجاش , صحراء عاجزة البلاد، أوشك أن يكون مدمر.

Adamlarina saldiran, çaresiz yasli kadin ve genç dul.
اليوم هاجم رجاله سيدة عجوز عاجزة و ابنتها الأرملة و ما جرمهما؟

Seni çaresiz hissettiren bir dava üzerinde çalıştın mı hiç?
هل عملتي بقضية جعلتك تشعرين بأنك عاجزة ؟

Şu da ilginçtir ki, askeri alanda geldiğimizi sandığımız bu üstün noktaya rağmen iş Ruanda'da, Darfur'da, Myanmar'da ki soykırımlara müdahale etmeye, durdurmaya geldiğinde ordumuz aciz kalmştır.
وفي الوقت نفسه، كانت كل قوى النيران عاجزة لدينا عندما جاء لوقف أو حتى الناشئة المذبحة في رواندا ودارفور وميانمار.

Benim gibi zavallı, aciz bir kadın ne yapmalı?
ماذا يجب على إمرأة فقيرة عاجزة مثلى أن تفعل ؟

Her zamanki güzel ağını örmekten aciz görünmektedir.
تبدو عاجزة عن بناء شبكتها الجميلة المعتادة.

Clem? Bana bak. Sana zayıf ya da güçsüz biri gibi mi görünüyorum?
كليم , إهدأ , هل أبدوا بالنسبة لك ضعيفة أو عاجزة ؟

Bir kez güçsüz kaldı mı, onu yok edebilirler.
عاجزة مرة واحدة، فإنها يمكن أن هزيمة له.

Bu evde daha bir güçsüz ve kötü hissediyordum beni rahatsız eden bir şeyler vardı.
وكنت أيضاً عاجزة عن تفسير الشعور الغريب أن المنزل ينتمي لمضطربين عاطفياً

Kusura bakma, Allison iyice yetersiz olduğuma karar vermeden önce, işime dönmeliyim.
آسفة، لكن علي العودة للعمل قبل أن تقرّر أليسون أنني عاجزة تماما

İnsan ilişkileri yaratmada ya da bunun bir parçası olmada acizim.
أنا عاجزة عن خلق أو أن أكون جزءً من علاقة إنسانية.

Çünkü Prenses yeteneksiz biri ve askerî eğitimini tamamlaması imkânsızdı.
هل لأن الأميرة عاجزة وغير قادرة على إكمال التدريب الجيشي؟

Kızım kör. O kör, küçük, savunmasız ve narin bir kız.
ابنتي عمياء ، إنها عمياء و صغيرة و عاجزة و ضعيفة

Ama son derece beceriksiz olduğunu ve Ruslarla ilişkilerini mahvettiğini iddia ediyorlar.
يقولون بانك عاجزة جداً وانك افسدت العلاقات مع الروس

Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Çoook teşekkür ederim.
انا عاجزة عن الكلام,لا اعرف كيف اشكرك

Sessizliğim seni ormanda yardıma muhtaç bir hâlde bırakacak kadar yanlış olacak.
صمتي سيكون خاطئاً بمثابة تركي لكِ عاجزة في الأحراش.

İhtiyarlığında hasta ve yatalak oldu.
في السنوات اللاحقة أصبحت عاجزة طريحة الفراش

Bir saniye için, polis görmedim, sadece çaresiz bir kurban.
للمرة الثانية ، لم أكن أرى والنحاس ، فقط ضحية عاجزة.