yaşadığı onca yıl boyunca onu pek kimse görmedi. | Open Subtitles | كل السنوات التي عاشها, كان بالكاد يستطيعون رؤيته |
Bu bir fırsat, insanlarımın yaşadığı trajediyi anlatan gerçek bir fırsat. | Open Subtitles | هذه فرصة، فرصة حقيقية، لتروي الفاجعة التي عاشها شعبي |
yaşadığı tüm yılları ve yaşayacağı yılları da, kaderi kaç yıl uygun gördüyse. | Open Subtitles | جميع السنوات التي عاشها والتي كان سيعيشها، في حالة كون القدر رحيمًا |
Zamanın başlangıcından beri var olan Waodani halkıyla aynı şekilde yaşıyordu. | Open Subtitles | وعاش بنفس الطريقة التي عاشها دوماً شعب الوادوني |
Biraz da olsa yaşıyordu o da senin için.. | Open Subtitles | . هذه الحياة القصيرة التي عاشها كانت فقط لكِ |
Aslında şöyle: Aslında her birimiz toplam yasadığımız anların toplamıyız. | Open Subtitles | أن كلٍ منا هو جزء من كل لحظه عاشها الآخر |
yaşadığı tüm yılları ve yaşayacağı yılları da, kaderi kaç yıl uygun gördüyse. | Open Subtitles | جميع السنوات التي عاشها والتي كان سيعيشها، في حالة كون القدر رحيمًا |
Burada onların Avrupada yaşadığı şekilde yaşadık. | Open Subtitles | عشنا هنا بطريقة التي عاشها في أوروبا |
Bir tanem, beni Warren Beatty'nin Şampuan filminde yaşadığı o korkunç hayattan kurtardığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | ،يا حبيبتي شكراً لك على إنقاذي من حياتي المرعبة مثل التي عاشها الممثّل (وارن بيتي) في فلم (شامبو) |
yaşadığı hayata karşı. | Open Subtitles | بسبب الحياة التي عاشها |
Terry, bu olaya çok karışmıştı. Yani, bunu yaşıyordu. | Open Subtitles | تيري) كان مُشاركاً للغاية في هذه الحالة) أعني، لقد عاشها |
İşin aslı, hepimiz, tanıdığımız herkesi içeren bütün tecrübelerimizdeki anların toplamıyız. | Open Subtitles | أن كلٍ منا هو جزء من كل لحظه عاشها الآخر مع كل البشر الذين عرفناهم |