Abuddin ile şu anda diplomatik ilişkimiz olmadığının farkındayım ama... | Open Subtitles | أنا أدرك بأنه ليس لدينا علاقات دبلوماسية مع عبودين الآن |
Ama bu sabahtan itibaren Abuddin'de düşmanın kalmadı. | Open Subtitles | لكن من هذا الصباح لا توجد معارضة في عبودين |
"Abuddin'in en çok aranan adamın fotoğrafı" mı? | Open Subtitles | هذه صورة الرجل المطلوب الأول على مستوى عبودين كلها ؟ |
Abbudin'in gerçek temsilcisi benim. Bu terörist Ihab Rashid değil. | Open Subtitles | أنا هو الصوت الحقيقي لـ(عبودين) وليس ذلك الإرهابي (إيهاب رشيد) |
Abbudin'in gerçek sesi benim. Sahtekâr terörist Ihab Rashid değil. | Open Subtitles | أنا صوت الحق لـ(عبودين), و ليس هذا المتظاهر الإرهابي (إيهاب رشيد) |
Meydandaki arkadaşları bir sokak tabelasına "Abbudin'i özgür bırakın" yazdılar diye tutuklanmışlar. | Open Subtitles | و أصدقاؤه بالساحة, قد وسموا لوحة شارع بعبارة "عبودين) حرة", و قد تم القبض عليهم) |
Yüzlerce öğrenciyle çalışıyorum. Hepsi birleşik, barış dolu bir Abuddin istiyor. | Open Subtitles | لقد عملت مع الطلاب، المئات منهم والذين يرغبون بـ(عبودين) موحدة وهادئة |
Abuddin'i o dönek Al Fayeed'lerden kurtarmana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | - أريد أن أساعدك بتحرير (عبودين) من عائلة (الفايد) المرتدة |
Abuddin'in hazineleri binlerce yıl hayatta kaldı. | Open Subtitles | لقد نجت آثار عبودين لآلاف السنين |
Petrol Tanrı'nın Abuddin halkına bir armağanı oldu hep. | Open Subtitles | النفط كان دائما هبة من الرب لشعب عبودين |
Abuddin'de olup bitenler bizim baskı kurmamızı daha da önemli hale getiriyor. | Open Subtitles | ما يجري في (عبودين) يجعل الأمر أكثر أهمية بالنسبة لنا لنزيد الضغط |
Oğlum, sana Abuddin'i 21. yüzyıla getirme şansı veriyorum. | Open Subtitles | بنيّ، إنّي أمنحك الفرصة لكي تصعد بـ(عبودين) إلى القرن الحادي والعشرين |
Abuddin'in geleceğindeki yerini korumanın tek yolu babanın yerini feda etmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للحفاظ على مكانك في مستقبل (عبودين) هي بالتضحية بمكان والدك |
Sözde liderleri Abu Omar, Abuddin'den kaçmıştır. | Open Subtitles | قائدهم المزعوم، (أبو عمر) الأجنبي قد فرّ من (عبودين) |
Abuddin'de rejim değişikliği için çok taraflı bir çabada yer aldığımı söylesem? | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك أنني جزء من جهود متعددة الأطراف لإحداث تغيير نظام في (عبودين)؟ |
Kalıyorum çünkü... Abuddin'in geleceğinde rol oynamak istiyorum. | Open Subtitles | أنا باقٍ هنا لأني أريد أن يكون لي دور في (عبودين) المستقبلية |
Abbudin'in kadınları erkekleri bugüne kadar çok az şey istedik ve tam olarak da çok az şey aldık. | Open Subtitles | يا رجال و نساء (عبودين), لقد طالبنا بالقليل, و هذا هو تماماً ما جنيناه, |
Kabul edeceğimiz tek teklif, Jamal Al Fayeed'in Abbudin'den gitmesi olur ancak. | Open Subtitles | العرض الوحيد الذي سنقبله هو رحيل (جمال الفايد) عن (عبودين) |
Kabul edeceğimiz tek teklif, Jamal Al Fayeed'in Abbudin'den gitmesi olur ancak. | Open Subtitles | العرض الوحيد الذي سنقبله هو رحيل (جمال الفايد) عن (عبودين) |
Meydandaki arkadaşları bir sokak tabelasına "Abbudin'i özgür bırakın" yazdılar diye tutuklanmışlar. | Open Subtitles | و أصدقاؤه بالساحة, قد وسموا لوحة شارع بعبارة "عبودين) حرة", و قد تم القبض عليهم) |