Bazıları ülkemizin bütçe açığı hakkında endişelenirken ben cesaret açığımız konusunda endişeliyim. | TED | بعض الناس يشعرون بالقلق حول العجز في الميزانية الفدرالية لدينا، لكنني أقلق بشأن عجز الشجاعة لدينا. |
Bu da ayda 200$lık bir eksik kalıyor demek oluyor. | Open Subtitles | وبعد كل هذا الناتج : عجز 200 دولار في الشهر |
Davranışlarıyla, kesinlikle hiçbir şeyi olmayan bu insanlar Amerika Birleşik Devletleri başkanı Abraham Lincoln’ün yapamadığını yapabildiler. | TED | بأفعالهم، هؤلاء الأشخاص الذين لم يكن لديهم شيء على الإطلاق استطاعوا أن يفعلوا أمرًا، رئيس الولايات المتحدة نفسه إبراهام لينكولن، عجز عن فعله. |
Çünkü böcekler dünyamızı tamamıyla açık seçik göremezler, fakat ultraviyole ışınlarını görebilirler. | Open Subtitles | ويكمن السبب في عجز الحشرات عن رؤية عالمنا بوضوح، لكن بوسعها رؤية فوق البنفسجي. |
Subaylarımızın sayısı az. Sence bu ana kuzusu bu işi halledebilir mi? | Open Subtitles | ليدنا عجز في الضباط هل تعتقدون ان ضابط صف يمكنه قيادة هذه؟ |
Yarın yaklaşık 40 milyar dolar sermaye açığımız olduğunu açıklayacağız. | Open Subtitles | نحن على وشك إعلان عجز يقدر بـ40 بليون دولار غداً |
Diğer gemilerde kıtlık olduğunu duyuyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت أسمع عن عجز بالسفن الأخرى |
Ne yazık ki okulumda güzel kız kıtlığı vardı. | Open Subtitles | لسوء الحظ كان هناك عجز تام في النساء الجميلات في مدرستي |
Kızılderililer bunu yapamadı, bira parası için sattılar. | Open Subtitles | عجز الهنود عن ذلك، وتخلوا عنها بالمال. |
Üç sağlam avcıya karşı ne yapacaklarını bilemiyorlarsa, bence bundan kurtulabilmek adına dua bile edebilmemiz için en az bir düzine kalifiye adam eksiğimiz var. | Open Subtitles | وضد ثلاث سفن مدربة، وكانوا يعرفون ماذا يفعلون، وأقول أن لدينا عجز في بعض الرجال المهرة، |
Tüm bu çocuklar kliniğimize otizm veya dikkat dağınıklığı bozukluğu, mental gerilik, konuşma sorunları gibi şikayetlerle geldiler. | TED | كل هؤلاء الأطفال أتوا إلى عيادتنا بتشخيص مرض التوحد، اضطرابات عجز الانتباه والتركيز، تخلف عقلي، مشاكل لغوية. |
Enerji açığı yüzünden. Bu tür işlemlerde hep olur. | Open Subtitles | عجز في الطاقة دائماً يحدث بمثل هذه العمليات |
Eğer hızlıca bir şeyler yapmazsak çok büyük bir enerji açığı olacak. | Open Subtitles | إذا لم نقوم بفعل شيء وبسرعة سوف يحدث عجز وخلل كبير في الطاقة. |
İlçede 7 haneli bütçe açığı var ve son derece kıymetli bir mülk üzerindeyiz. | Open Subtitles | المنطقة تجري على عجز سبع إكتشافات، ونحن نجلس في عقارات وزارية حقاً. |
Tabii biraz eksik olsa da kabul eder. | Open Subtitles | أنا واثق من ذلك لكن اذا بقى لدينا عجز بسيط فان جراما |
Para eksik olduğu halde Grama bizleri öldürüp bir yerlere gömecektir. | Open Subtitles | اذا بقي عندنا عجز بسيط فان جراما سيطلق علينا الرصاص و يلقينا في حفرة في مكان ما |
O tacı başına takmak istiyorsan babanın yapamadığını yapmanın bir yolunu bulmalısın. | Open Subtitles | إذا أملتِ أنْ تعتمري ...ذلك التاج يوماً فعليكِ أنْ تجدي طريقة للقيام بما عجز عنه والدك... |
- Kardeşinin yapamadığını yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت ما عجز عنه اخاك |
Gerçekten bu saçma... Dikkat açık Hastalık. | Open Subtitles | في الحقيقة، تلك فوضى - عجز إنتباه Dlsor - |
Çevrimiçi, şefkat açığımız var, bir empati krizi içerisindeyiz. | TED | على الإنترنت لدينا عجز في مستوى الرحمة و أزمة تعاطف. |
Bütün filoda kıtlık yaşanıyor insanlar artık yiyecek için yalvarıyor ama nasıl oluyorsa siz ve Bayan Tigh'ın taze meyvesi, gerçek içkisi var... | Open Subtitles | لدينا عجز عبر الأسطول وقد بدأ الناس بالبحث فى النفايات لكن بطريقة ما لديك أنت والسيدة (تاي) فاكهة طازجة و شراب حقيقي |
Vampir kıtlığı yok ki. O kasaba hemen hemen istila edilmiş. | Open Subtitles | ليس ثمّة عجز مصّاصين دماء فيها فتلكَ البلدة عمليًّا مغزُوّة |
Noah'ın gerçekten cihazı yapmadığına karar verdim. yapamadı ve başarısızlıklarından utanıyordu. | Open Subtitles | كما ترون، رأيتُ بأنّ (نوا) لم يصنع الجهاز فعلياً وأنه عجز عن صنعه، لذا كان محرجاً بسبب فشله |
Hong Kong Üniversitesini sınıflar için ödünç aldığımız için ve personel eksiğimiz olduğu için beraber çalışabiliriz. | Open Subtitles | حيث أننا نستعير مباني جامعة " هونج كونج" من أجل المحاضرات... وحيث أن لدينا عجز في القوة ... البشرية، يجب أن نتعـاون. |
Cinayet eğilimli nekrofillerde sosyal etkileşim bozukluğu sık olur. | Open Subtitles | لديه عجز في التواصل الاجتماعي و هو أمر اعتيادي في القتلة المحبين للموتى |
Zihinsel bir eksikliği yoktu, hareket kabiliyeti sorunu vardı ve durumunu saklamaya hiç çalışmadı. | Open Subtitles | 'لا يوجد عجز الفكرية ، انها مشكلة المهارات الحركية 'وانه لا يحاول لإخفاء حالته. |