"عدا أنه" - Traduction Arabe en Turc

    • olması dışında
        
    • farkı
        
    • olmaması dışında
        
    • hariç
        
    • dışında tabii
        
    • etmesi dışında
        
    Otopsi düzenlenmemiş olması dışında, raporlarda olağan dışı bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شئ غير عادى فى هذه التقارير عدا أنه لم يتم تشريح الجثث
    Olağandışı hiç bir şey yok, kayıp olması dışında. Open Subtitles سجل نظيف , لاشيء غير إعتيادي عدا أنه مفقود,
    Herhangi bir grup ve kişi tarafından üstlenilmemiş olması dışında. Open Subtitles عدا أنه لا يوجد مجموعة أو شخص قد ادعى بفعوله للأمر
    Diğer günlerden tek farkı, hamileliği öğrendikten sonraki ilk gün olmasıydı. Open Subtitles كان يوم مثل أى يوم آخر, ما عدا أنه كان أول يوم بعد أن عرفت 000
    Her şey aynıydı, kim olduğumu bilen kimse olmaması dışında. Open Subtitles كل شيء هو نفسه ما عدا أنه لم يعرفني أحد
    Tabii ameliyat yaptığı zamanlar hariç. - Benden daha derin kesiyor. Open Subtitles ما عدا أنه عند التشغيل فإنه يقطع بشكل أعمق مما أنا أفعل
    Ölümünden sonra bir daha asla uyanıp da kendi bedenine dönememenin dışında tabii. Open Subtitles عدا أنه في حالة بعد الممات لن تستطيع الإستيقاظ مرة أخرى أبدا لن ترجع إلى جسدك المادي مرة أخرى أبدا
    Harika çocuktur. Geçen gün kavga etmesi dışında. Open Subtitles انه فتىً رائع، عدا أنه خاض شجارًا في المدرسة بالأمس
    O zaman daha fazla saçım olması dışında. Open Subtitles . ما عدا أنه كان لدى بعض الشعر
    - Hastayı bırakmama izin vermiyor ve hastanın çatlağın teki olması dışında hiçbir sorunu yok. Open Subtitles -انها لا تدعني أترك مريضي و لا يوجد خطب به عدا أنه مختل
    Kesinlikle imkansız olması dışında tabi! Open Subtitles هذا مطابق تماماً عدا أنه مستحيل بالكامل
    Sürekli görüyorum. - Dolandırıcı olması dışında. Open Subtitles أرى ذلك طوال الوقت فيما عدا أنه محتال
    Görevlerine gerçekten bağlı olması dışında. Open Subtitles ما عدا أنه ينهمك كثيرًا في مهامه
    tabii bu odaya kilitlenmiş olması dışında. Open Subtitles عدا أنه كان محجوز داخل هذه الغرفة
    herşeyin aslında "hiçbirşey" olması dışında... Open Subtitles عدا أنه لا شئ يعني أيّ شئ
    Diğer günlerden tek farkı, hamileliği öğrendikten sonraki Open Subtitles كان يوم مثل أى يوم آخر, ما عدا أنه كان أول يوم بعد أن عرفت
    Kabus gibiydi, tek farkı kabus olmamasıydı. Open Subtitles ،لقد كان كالحلم السيء عدا أنه لم يكن حلماً
    Hiçbirşey yok, hiçbirşeyin yanlış olmaması dışında. Open Subtitles لا توجد مشكلة , عدا أنه لا توجد هناك مشكلة.
    Hiçbir şey yok, hiçbir şeyin yanlış olmaması dışında. Open Subtitles لا توجد مشكلة , عدا أنه لا توجد هناك مشكلة.
    İlk ceset normaldi, ortadan ikiye kırılması hariç. Open Subtitles الجثة الأولى كانت طبيعية, ما عدا أنه كان مكسوراً لنصفين. الجثة الأولى كانت طبيعية, ما عدا أنه كان مكسوراً لنصفين.
    Evin yandığında siyanürün en tehlikeli çeşidi olan hidrojen siyanürün havaya yayılması dışında tabii. Open Subtitles فيما عدا أنه عندما يحترق منزل فأن السموم تبدأ في التصاعد وكلما زادت خطورة سيانيد الهيدروجين
    Bizden nefret etmesi dışında. Open Subtitles عدا أنه كان يكرهنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus