Bir uyarı yapılmaksızın, acımasız bir fatih tarafından saldırıya uğradı. | Open Subtitles | تمت مهجامتها من غير أي تحذير من قبل قوة غازية عديمة الرحمة |
Ne yazık ki, benim istencim, bir tiranınki kadar acımasız değil. | Open Subtitles | لسوء الحظ رغبتي ليست عديمة الرحمة كما اتمنى ان تكون |
Bu acımasız azınlık görünüyor ki bizim geleneksel faziletlerimizi unutmuş. | Open Subtitles | أقلية عديمة الرحمة يبدو أنها قد نست القيم القديمة |
Ve benimle dalga geçenler bu kalpsiz canavara vampir dediğim için gülenler... | Open Subtitles | وكنتم تسخرون منى لأننى شبهت تلك المتوحشة عديمة الرحمة بمصاص الدماء المتعطش للدماء |
Süpermarket piyasası çok acımasızdır. | Open Subtitles | المتجر عبارة عن آلة عديمة الرحمة |
Şimdi acımasız liderinizin önünde korkuyla titreyin. | Open Subtitles | الآن ارتجفوا قبل نطلق قوتنا الهادرة عديمة الرحمة |
Doğru, küçük fıstık. Biraz daha acımasız olmanı istiyorum. | Open Subtitles | هذا صحيح, أنتِ سهلة الكسر قليلاً أريد منكِ أن تكوني عديمة الرحمة. |
Biliyor musun Q, ne kadar acımasız olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | تعلمين يا كيو , كدت أن انسى كم انتي عديمة الرحمة حقا |
Mandi yaratıcı, acımasız ve sertti. | Open Subtitles | ماندي كانت , عديمة الرحمة , مبدعة , غير شاكرة |
Ama sizinle beraber acımasız olmak istiyorum, size karşı değil. | Open Subtitles | لكنّي أريد أن أكون عديمة الرحمة معكم لا ضدّكم. |
Madam, biz kendi yoluna çıkacak olan herkesi infaz etmekte tereddüt etmeyecek acımasız bir örgütle karşı karşıya olduğumuza inanıyoruz. | Open Subtitles | ان نحن نعتقد يا سيدتى اننا نتعامل مع منظمة عديمة الرحمة مطلقا والتى لن تتردد فى التخلص من اى شخص يقف فى طريقها |
Bir yönden acımasız biri ama onu hiçbir şekilde kötü biri olarak görmüyorum. | Open Subtitles | إنّها عديمة الرحمة بشكل ما لكنّني لا أراها كشخص سيّئ. |
Bu ister acımasız Meksika uyuşturucu karteli Zeta olsun, Amerika'da uyuşturucu ticareti ile sebep oldukları şiddet ile aileleri parçalayan, ve para aklama için bu şirketleri kullanan. | TED | سواء كانت عصابة المخدرات المكسيكية عديمة الرحمة الـ زيتاس التي تستخدم الشركات المجهولة لغسيل أرباحها بينما عنفهم المرتبط بالمخدرات يمزق المجتمعات في الأمريكيتين إلى أشلاء. |
Arbalet. acımasız, mükemmel bir öldürme aracı. | Open Subtitles | القوس آلة القتل الرائعة عديمة الرحمة |
Bu Japon şirketleri acımasız. | Open Subtitles | هذه الشركات اليابانية عديمة الرحمة |
Bu Japon şirketleri acımasız. | Open Subtitles | هذه الشركات اليابانية عديمة الرحمة |
Sokaklarda, HKA'nin acımasız olduğu konuşuluyor. | Open Subtitles | الشائعات تقول أن.. "ج.ض.ح" كانت عديمة الرحمة |
Söz konusu milyar dolar olunca kalpsiz oluyorum. | Open Subtitles | أنا عديمة الرحمة حينما يكون الأمر متعلق بمليون دولار. |
Annemin soğuk, kalpsiz bir sosyopat olduğuna inanmıyor musun? | Open Subtitles | انت لا تصدق انا والدتى باردة المشاعر مختلة عديمة الرحمة |
Sunways de Digicore kadar acımasızdır. | Open Subtitles | "سانواي" هي عديمة الرحمة كـ"ديجيكورب" |
Lütfen bana merhametsiz bir fahişe olmadığımı söyle. | Open Subtitles | رجاءً أخبرْني لَستُ a كلبة عديمة الرحمة. |