"عذبت" - Traduction Arabe en Turc

• işkence
• işkenceye
• eziyet

Tamam, ben yukarıdaki işleri idare edeyim. Kocama işkence ettim...
حسناً، سأذهب لأتعامل مع الفوضى الموجودة بالأعلى. لقد عذبت زوجي،

Zavallı çocuğa işkence ettim çünkü karizma olduğumu düşünmesini istedim.
لقد عذبت ذلك الولد المسكين بسبب أني أردت من أن يعتقد بأني شخص رائع

Beynime işkence edip küçük gri hücrelerime acımasız davrandım.
لقد عذبت دماغي لقد وترت خلاياي الرمادية الصغيرة بلا رحمة

Eğer teselli edecekse, çok güçlü biri tarafından işkence edilmişe benziyorsun.
عزائك الوحيد هو أنك عذبت بواسطة امراءة تفوقك حجماً و أكبر منك

Ailesine veda telefonu açmaya zorlanmadan önce işkenceye uğramış, taciz edilmiş ve elektrik verilmiş.
من الواضح أنا عذبت تم الاعتداء عليها جنسيا ،وكهربت قبل أن يتم إجبارها على القيام برسالة هاتفية لوداع والديها

Masum insanlara eziyet edip onları idam ettirdiniz.
لقد عذبت وأعدمت الأناس الأبرياء

Ama bir saat önce, çipi isteyen bir adam tarafından yakalanıp işkence edildim.
ولكن منذ ساعة لقد عذبت من قبل رجال كانوا يريدون الشريحة

Ama ona korkunç şeyler söylerdim. İşkence ederdim.
لكن يا إلهي كنت أناديها بأفظع الأشياء، لقد عذبت هذه الفتاة

Geceleri hâlâ seslerini duyduğum daha önce işkence yaptığı diğer kişiler gibi, ona da işkence yaptım.
عذبته كما عذبت الكثيرين رجال كثيرين أصواتهم تطاردني و أنا نائم

Bir galaksi dolusu masum insanın nesiller boyunca köleleştirilip, işkence görmesi, şimdi de bir hiç uğruna yok edilmek üzere olması.
أقصد , مجره بأكملها من الناس الأبرياء أُستعبدت و عذبت لأجيال الآ وجود على حافة تجطمه، بدون مقابل ؟

Kendime işkence ediyordum! Seni komaya soktuğumu sandım!
ولقد عذبت نفسي و اعتقدت انني اذهبتك بغيبوبة

O kumsaldaki insanlara, hayatında kaç kişiye işkence yaptığını tam olarak ne zaman söyleyeceksin?
كم مر قبل أن تخبر من على الشاطئ كم شخصاً عذبت في حياتك؟

Hayvanlara işkence eden aynı ellerin, senin bedenine de dokunduğunu söyle.
نفس اليد التي عذبت الحيوانات قامت بلمس جسدك

Cadı Darvolya'nın mektupları sapkın kitaplar ve son olarak kızlara işkence yaptığı kafes de bulundu.
بالاضافة الى رسائل من الساحرة دراوفيلا وكتب الهرطقة وأخيراً القفص الذي عذبت فيه الفتيات

Babamın nereye gittiğini öğrenmek için, bir tanesine işkence yaptım bile.
و قدّ عذبت أحدهم ليخبرني بالمكان الذي قصده والدي.

Anne, yerini isteyerek filan söylemedim. İşkence gördüm.
لا يبدوا وكأنني أردت التخلي عنه لقد عذبت

İnsanlık dışı muamele bu. Babana işkence etmişsin!
لقد كان ذلك علاج غير أنساني أنت عذبت والدك

Her günümü ona işkence ederek geçirdim.
كلا ، هذا لا يُعقل ، لقد عذبت هذا الفتى كل يوم من حياتي.

Ben insanlara işkence yaptım ve neredeyse en yakın arkadaşlarımı öldürüyordum.
أنت أيضا ضحية عذبت ناسا وكدت أقتل أعز أصدقائي

Operasyon merkezinde saatlerce işkenceye uğradım da, ...ABD Başkanı'nın emriyle.
لقد عذبت لعدة ساعات بأمر من رئيس الولايات المتحدة

Bir hafta kadar kendime eziyet çektirdim.
عذبت نفسي بعدها بأسبوع