Cheznous'da iki kişilik ıstakoz siparişi "Arkadaş ile akşam yemeği" değildir. | Open Subtitles | تناول الكركند في شي نو ليس عشاء مع صديقة |
Eski eşim ve yeni kocayla birlikte küstah kızım ve götlek erkek arkadaşı ile akşam yemeği. | Open Subtitles | عشاء مع الحبيبة السابقة و زوجها الجديد و ابنتي المتغطرسة و حبيبها الحقير |
Kanat-annen ile yemek planlarınız olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن لديك موعد عشاء مع أمك المدبّرة |
Blair'le yemek yiyeceğim. | Open Subtitles | لدي عشاء مع بلير حدد موعد اخر مع بلير |
Bir müşterim ile yemeğe gideceğim. Bir şeyler bulursan bana haber ver. | Open Subtitles | .حسنا, لدي عشاء مع عميل .أعلمني إن وجدتَ شيئا |
Yani diyorumki hiç küs olduğun eski sevgililerinden biriyle akşam yemeğine gidilir mi ? | Open Subtitles | بجدية، ألم يسبق وتناولت عشاء مع مكتئبة سابقة |
İnsan kaynaklarının müdiresiyle yemek yiyeceğim. | Open Subtitles | هذا عشاء مع المسؤولة عن قسم الموارد البشرية |
North By Northwest'e gideceğimizi biliyorum ama patronumun evinde bir akşam yemeği var. | Open Subtitles | ولكن هناك عشاء مع صديقى لا يمكننى الاعتذار عنه |
- Konu ne? Potansiyeli olan bir müşteriyle akşam yemeğim var ve bana katılman çok iyi olur. | Open Subtitles | لدي عشاء مع عميل محتمل، وأحبّذ أن تنضمي إلي. |
Karımı eski sevgilisi Shane Campbell ile akşam yemeği yerken gözetliyordum. | Open Subtitles | كُنت اشاهد زوجتي في موعد عشاء (مع حبيبها السابق (شين كامبل |
Sahne: Sam 2 ile akşam yemeği, ilişkiyi bitirmeye çalışılır ama hiç şans yok. | Open Subtitles | المشهد "عشاء مع رقم 2" أحاولالتخلصمنه.. |
Ama bana bir kadınla akşam yemeği yiyeceğini söyleyerek Jake ile akşam yemeği yiyeceğini bilmemi istemediğine inanmama neden oldun. | Open Subtitles | أن لك عشاء مع امرأة مما يقودني لأصدق أنك لم تريدي مني أن أعلم أنك ستحظين بالعشاء مع (جايك) |
Bu akşam, eşim Helen ile yemek masasında oturacağız çocuklarımız Henry ve Paul hakkında konuşuyor olacağız. | Open Subtitles | الليلة,سأجلس على طاولة عشاء مع زوجتي هيلين وسنتحدث حول ابنائنا هنري وبول |
Başkanın daveti iptalinin ardından John Derbyshire ile konuşma şansım olmasa da, konuşması öncesinde Charles Murray ile yemek yeme fırsatım oldu. | TED | بالرغم من أنني لم أتعامل مع "جون ديربيشير" بسبب إلغاء رئيسي للدعوة، كان بإمكاني الحصول على عشاء مع "شارلز موري" قبل كلمته. |
Prens ile yemek yemeni anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم كان لديك عشاء مع الأمير. |
"Phil'le yemek. lvy at the Shore." | Open Subtitles | عشاء مع "فيل" ، "ايفى" على الشاطىء |
Akşam Jim'le yemek yiyeceğiz ama rezervasyon yaptırmayı unuttum. | Open Subtitles | -سحقًا، لديّ عشاء مع (جيم ).. -ونسيت أن أقوم بالحجز.. |
R.J. ile yemeğe gidiyorum. | Open Subtitles | لدي موعد عشاء مع ار جي |
- Steve Buscemi ve Yoko Ono ile yemeğe çıktığınızı sanmıştım. | Open Subtitles | -ظننت أنكِ ستكونين في عشاء مع (ستيف بوسكيمي) في مطعم يوكو أونو. |
Teyzeme akşam yemeğine gideceğim. Hindili böreğinin üstüne yok. | Open Subtitles | لدي وجبة عشاء مع عمّتي تطهو أرغفة لحم تجعلك تركع |
Çünkü, 16 yaşından büyük ve de erkek cinsinden birisi ile akşam yemeğine çıkıyorum. | Open Subtitles | لأن وهذا يبدو مثراً للدهشة لدي موعد عشاء مع عضو في الجنس الخشن الذي هو أكبر من سن 16 |
Birkaç film izleyip bizimkilerle yemek yiyeceğim. | Open Subtitles | حسناً, سأرى فيلم و بعدها عشاء مع العائله |
Potansiyel bir yatırımcıyla birlikte yemek yiyeceğim. | Open Subtitles | اسمع , أنا لدي عشاء مع مستثمر محتمل |
Muhabirlerle bir akşam yemeği ayarla ve Bayan Shin için de bir armağan hazır et. | Open Subtitles | حدد موعد عشاء مع الصحفيين، وجهزّ هديةً لـ المعلمة شين. |
- Dişçimle bir akşam yemeği randevum var. - Dişçinle mi? | Open Subtitles | لدي موعد عشاء مع طبيب الأسنان الخاص بي - و من هو طبيب الأسنان الخاص بك ؟ |
Ortaklarla ve potansiyel müşterilerle bir yemeğim var. | Open Subtitles | إنّي على ميعاد عشاء مع الشُركاء والعُملاء المُحتملين. |