Eğer birini kaybettiyseniz, bunun ne kadar Zor olduğunu anlıyorsunuzdur. | TED | إذا فقدتم أحدًا يومًا ما، فستعرفون كم يمكن أن يكون ذلك الوقت عصيبًا. |
Küstahlığımı bağışlayın, bayım. En Zor zamanlardan birindeyiz. | Open Subtitles | اغفر لي تهكمي ،سيدّي لقد كان وقتًا عصيبًا |
Sadece iyi misin görmek istemiştim. Zor bir gündü falan ya. | Open Subtitles | أردت الاطمئنان عليك فلقد كان يومًا عصيبًا |
Çok uzun süre hastanede kaldılar ve o zamanlar çok zordu. | Open Subtitles | وكانا في المشفى لفترة طويلة وذلككان... كان عصيبًا |
Körfez'deki zamanlarım çok zordu. | Open Subtitles | وقتي في العراق كان عصيبًا |
Ne zaman Zor bir gün geçirsem "Barney'e bak" derim. | Open Subtitles | عندما أواجه يومًا عصيبًا ، أقول لنفسي انظر لبارني |
Zor bir gün geçirdim ve vurulmakta istemedim açıkçası. | Open Subtitles | لقد كان يومًا عصيبًا لا أريد أن أتعرض لإطلاق نار |
Bak, Zor olacağını biliyorum ama bunu öncelik haline getirmemiz lazım. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر عصيبًا لكننا بحاجة إلى تحديد الأولويات |
Evet eminim Zor bir hafta geçirmişsinizdir. | Open Subtitles | أنا واثق بأنه كان أسبوعًا عصيبًا |
Evet eminim Zor bir hafta geçirmişsinizdir. | Open Subtitles | أنا واثق بأنه كان أسبوعًا عصيبًا |
Hayır, bugün herkes için Zor bir gündü. | Open Subtitles | لا, تعلم, اليوم كان عصيبًا على الجميع، |
Zor bir dönemden geçtiğini biliyorum. | Open Subtitles | أدرك بأنّكَ تقاسي وقتًا عصيبًا |
- Zor zamanlar geçiren bir arkadaşım vardı. | Open Subtitles | لا بأس، حسنا. كنت أعرف كان وضعه عصيبًا |
Asıl Zor işler şimdi başlıyor. | Open Subtitles | ستُعاني وقتًا عصيبًا منذُ الآن. |
Zor bir gün geçiriyorum da. | Open Subtitles | كل ما في الأمر أنه كان يومًا عصيبًا. |
Ona Zor zamanlar geçirten, hani hükümet için çalışmış o geri zekâlı? | Open Subtitles | هل أنتَ الوغد الذي يسببُ لها... وقتًا عصيبًا و كان يعملُ لدى البلاد؟ |
Ngozi Okonjo-Iweala: Bu çok Zor oldu. | TED | كان أمرًا عصيبًا |