Şatosunu kuşatıp, ekmek için kemiklerini öğütebilirdin, bütün o dev numaralarınla. | Open Subtitles | اضربه.. حاصر قلعته اطحن عظامه لتصنع خبزك، يعني، كل أمور الأوجر |
Tüm kemiklerini, ataları ve evlatlarının yanında dinleneceği derinlere çek. | Open Subtitles | واسحب عظامه لتبقى في الأسفل ولتنعم روحه بجوار عائلته وابنائه |
Neredeyse bedenindeki tüm eklemler çıkmış ve tüm kemikleri kırılmış. | Open Subtitles | وكل جزء في جسمه تقريباً تم خلعها وجميع عظامه مكسورة |
Aslında, kemikleri hemen gömülmüş... ...güzelce korunmuş. | TED | أساسيا، كانت عظامه قد دفنت سريعا وحفظت بصورة جميلة. |
Duyabildiğinden de emin değilim. kemiklerinde eklem iltihabı var. | Open Subtitles | لست متأكداً إذا كان باستطاعته السماع عظامه تشير إلى إلتهاب مفاصل حاد |
Ve şakak kemiklerinin öldükten sonra, sağırlığını incelemek için alındığı ortaya çıktı. Ki bu da neden kil bir kalıba sahip olduğunu ve kafatasının neden yana kaydığını açıklıyor. | TED | واتضح أن تحصد عظامه الصدغية تم حصادها حين توفي في محاولة لإلقاء نظرة على سبب صممه، وهذا هو سبب توفره على قالب طيني وجمجمته منتفخة خارجيا من الجانب هناك. |
kemiklerini köprü yapmak için kullanmak. Bilirsin tüm Ogre numaraları. | Open Subtitles | تكسر عظامه لتبدو شجاعا تلك الأساليب التي تعرفها |
kemiklerini, fırlatmadan önce vücudunu delerek dışına çıkarıyor. | Open Subtitles | بإمكانه إطلاق عظامه كما فعل قبل قليل ويجعلها تخرج من جسده يمكنه التحكم بعظامه بحرية |
Hadi herifin mezarını bulalım, kemiklerini tuzlayıp yakalım. | Open Subtitles | دعنا نجد قبره ملح و أحرق عظامه, ثم إدفنه |
Elbiselerini yakıp .kanını süzeceğim ve kemiklerini asitle eriteceğim. | Open Subtitles | سأحرق ملابسه و أشرب دمه ثم سأذيب عظامه بالحمض |
kemiklerini kırdı. Onu durdurmaya çalıştığım zaman, bana da kızdı. | Open Subtitles | وكسر عظامه ، وعندما حاولتُ إيقافه أصبح منزعجاً منّي |
İster ölü olsun, isterse diri kemiklerini ufalayıp yapacağım ekmeğimi. | Open Subtitles | "أهو بين الأحياء أم الموتى" "سأطحن عظامه لأعدّ بها خبزي" |
Güneşten kemikleri kurumuştu ve yabani arılar oraya üşüşmüştü. | Open Subtitles | أتذكرى الأسد الذى قتلته لقد بيضت الشمس عظامه |
O gece ikinci kez öldüğü zaman onu hayvan mezarlığına gömdüm, gördüğün gibi kemikleri hala orada. | Open Subtitles | عندما مات فى الليل للمرة الثانية قمت بدفنه فى مقبرة الحيوانات الاليفة هناك حيثما اريتك لازالت عظامه ترقد هناك |
- Aman Tanrım, şuna bak! Bunlar çepersel kemikleri mi? | Open Subtitles | يا إلهي، انظر لهذا تلك كانت عظامه الجدارية؟ |
Ama kemikleri çoktan toz olduysa nasıl durduracağız onu? | Open Subtitles | لكن لو أن عظامه قد تحللت بالفعل إذاً كيف سنوقفه؟ |
James, Fawkes'ın bedenini o kadar çok germiş ki, bütün kemikleri ve eklemleri çatır çutur kırılmış. | Open Subtitles | قام بشد جسده بشدة عظامه و أربطته أصدرت صوت انفجارات عالى |
Büyük sihirbazın kemiklerinde, kanında, kalbinde sikinde büyü vardır. | Open Subtitles | كنت الساحر الاعظم الاخير الذي شاهدتوه من قبل الساحر العظيم هو ان يكون سحرة في عظامه |
Bu sefer onu durdurabiliriz, hem de sonsuza kadar ama kemiklerinin nerede saklandığını bilmemiz gerek. | Open Subtitles | نحن يمكن أن نوقفه هذا الوقت نوقفه للأبد لكننا نحتاج لمعرفة أين عظامه أخفت |
kemiklerinden ciğerlere doğru yayılmaya başlamıştı. | Open Subtitles | إنتشر من عظامه وكان يشقّ طريقه إلى رئتيه. |
Altına odunları yığdık, ...sonra da onu kemiklerine değin yaktık. | Open Subtitles | وكدسنا خشباً تحته وبعد ذلك قمنا بحرق اللحم من عظامه |
Birkaç kemiği kırılmıştır ama yine de konuşabilir herhalde. | Open Subtitles | ماذا؟ قد تكون بعض عظامه مكسورة ولكن ما زال يمكنه التكلم |
Adamın etini yiyor, kemiğini emiyordu. Sanki Rendezvous lokantasında pirzola yermiş gibi. | Open Subtitles | يأكل لحمه، يمتص عظامه وكأنها آخر وجبة شواء يتناولها |
Tutuştuğunda adamı kemiğine kadar yakar. | Open Subtitles | عندما أشعل النار , تلك الأبخرة أحرقت عظامه |