Bu yüzden sana ulaşmak istedim, bir anlaşma yapmak için. | Open Subtitles | لهذا السبب، قررت التواصل وأرى إن كان بإمكاننا عقد صفقة |
Bilmediğim şey şu, ilk önce hanginiz benimle anlaşma yapmak istiyor? | Open Subtitles | ما لا أعرفه هو من منكما يريد عقد صفقة معي أولا |
Bil bakalım kim Başkan Gainey'nin eşiyle bir anlaşma yaptı? | Open Subtitles | خمن من عقد صفقة الليلة مع زوجة العمدة جيني ؟ |
Derler ki sonsuz yaşamak için şeytanla bir anlaşma yapmış... ama ebedi gençlik için sormayı unutmuş, | Open Subtitles | يقولون انه عقد صفقة مع الشيطان ليعيش للأبد لكنه نسي ان يطلب منه الشباب الدائم |
Dinleyin bu benimle burada bir anlaşmaya yapmakla alakalı değil. | Open Subtitles | اصغٍِ الامر لا يتعلق بي هنا ، لمحاولة عقد صفقة |
Adamın biri şeytanla anlaşma yaptı diye bir kızı ölüme terkedemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا ترك الفتاة تهلك لأن أحدهم عقد صفقة مع الشيطان |
Her şey yoluna girecek, Fredo. Pentangeli bir anlaşma yapmaya razı olduğunu söylüyormuş. | Open Subtitles | كل شىء سيكون على مايرام بنتيجيلى يريد عقد صفقة |
Bazı bilgilere sahipmiş, anlaşma yapmak istiyormuş. | Open Subtitles | بما أن لديه بعض المعلومات فيريد عقد صفقة |
Ceza süreci istediği gibi gitmedi. Ve şimdi anlaşma yapmak istiyor. | Open Subtitles | محاكمته لم تجري بشكل جيد، والآن يريد عقد صفقة |
Fleming'le ilgili elinde bilgi olduğunu, anlaşma yapmak istediğini söylüyor. | Open Subtitles | ويقول ان لديه معلومات عن فيلمينج ويريد عقد صفقة |
Savunma avukatlarının anlaşma yapmak için debelenmesi çok eğlenceli ama burada olmanın sebebi bu değil. | Open Subtitles | بقدر ما أنا أستمتع بسماع محامو الدفاع ,يترجوني من أجل عقد صفقة هذا ليس سبب وجودك هنا |
Hayır, sadece yeni sahibiyle bir anlaşma yapmak zorundasınız. | Open Subtitles | لا، فقط يجب عليك عقد صفقة مع المالك الجديد |
Bizi tahrip etmekle tehdit eden insanlarla anlaşma yapmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | تريدين عقد صفقة مع أُناسٍ يهددون بالقضاء علينا؟ |
bir anlaşma yaptığında düşük seviyeli göç davalarında analist olarak çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أعمل كمحلل على قضايا الهجرة مستوى منخفض عندما عقد صفقة. |
Evet, Sanford'la bir anlaşma yapmış. | Open Subtitles | أجل , لقد عقد صفقة مع سانفورد استبدل الشرائط بجواز سفر جديد |
Clayton, Sıçrayanlarla bir anlaşma yapmış. | Open Subtitles | كليتون عقد صفقة مع القافزات أخبريني أنك لم تعلمي بذلك |
Tabi daha sonra anlaşmaya razı olmayacakları anlamına gelmiyor bu. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أنّهم لا يردون عقد صفقة لاحقًا |
Buraya, muhtemelen Bay Odin Rossi ile ilgili anlaşmak için geldiniz. | Open Subtitles | ولكنك لم تضعنى فى السجن أنت هنا من أجل عقد صفقة وأنا أعتقد أنها تتعلق بالسيد "أودين روسى" |
Barzini ile görüştüm. Onunla anlaşırım. Oteli elden çıkartmam da gerekmez! | Open Subtitles | لقد كلمت بارزينى و يمكننى عقد صفقة معة و الاحتفاظ بفندقى |
İyi haber ise Yumi suçlamalardan kurtulmak için anlaşmayı kabul etmiş. | Open Subtitles | الخبر السار هُو أنّ (يومي) عقد صفقة لتجنّب الإتهامات. |
Belki de avukatın seni kurtarmak için o dost canlısı savcıyla bir anlaşma yapmıştır. | Open Subtitles | حسنًا، لربّما محاميك عقد صفقة مع مساعد المدّعي الودود ذاك ليخرجك من الورطة. -ماذا تعني؟ |