"علاج له" - Traduction Arabe en Turc

• tedavisi
• bir çaresi

Demans berbat bir hastalık ve hâlâ bir tedavisi yok.
الخرف هو مرض شنيع ولم يتم اكتشاف أي علاج له بعد

Halen tedavisi olmayan ayrım yapmayan bir organizmanın sistematik dağılımı.
إطلاق منظم و ليس عشوائي لكائن حي و ليس هناك علاج له

Bin yıl daha bunun tedavisi olmayacak. Ayağa kalkabilir ama sadece bir heykel olarak.
ولن يكون هناك علاج له قبل ألف عام ربما يتعافى وقتها، لكنه سيكون مجرد تمثال

Şayet şeytan bir hastalıksa onun için elbet bir çaresi vardır.
...وإن كان الشر مرضًا، فكّر فلا بد من وجود علاج له

Bir anda aptal durumuna düşersiniz ve bunun bir çaresi yoktur.
كأنك اصبحت فجأة غبيا ولا علاج له ما لم يكن هناك شخص

Merkezî sinir sisteminin bir hastalığı.. tedavisi yok.
مرض في الجهاز العصبي المركزي ولا علاج له

Oğlunuz tedavisi olmayan bir hastalık yüzünden ölüyor kötü karma yüzünden değil.
يحتضر ابنكَ من مرضٍ لا علاج له وليس من العاقبة الطالحة

Viski bile tedavi edemiyorsa, tedavisi yok demektir.
اي شيء لا يعالجه الخمر فلا علاج له

Parozminin nedenlerini bulmanın zor olduğu doğru ayrıca tedavisi de yok.
صحيح أنه كان من الصعب العثور على سبب لمرض الـ بارسوميا هو مرض ضعف حاسة الشم التي تتميز بعدم قدرة الدماغ على تحديد صحيح للرائحة ولم يكن هناك أيّ علاج له أيضاً

Beynimin içinde büyüyen bir şey var. Ve tedavisi yok.
هناك شيء يكبر داخل دماغي ولا علاج له

Ama tedavisi olmadığı kesin.
لكن يبدو أنه لا علاج له

tedavisi yoktur.
ليس هناك أي علاج له.

Ve bunu tedavisi yok.
ولا يوجد علاج له

Biliyorum. tedavisi yok.
أنا أحمله لا علاج له

Her biriniz neden burada kalmalı ve tedavisi olmayan bir hastalıkla savaşmak için hayatımı riske atmalıyım diye düşünüyorsunuzdur, pekala...
كُل واحد منّا يُفكر : "لماذا يجب عليّ .. البقاء وأعرض حياتي للخطر ... في محاربة وباء لا علاج له"، حسناً

Böyle yapınca diş etlerin çekiliyor ve bunun bir çaresi yok.
وتجعلين لثتك تنحسر إلى الوراء وهذا لا علاج له