"علبة من" - Traduction Arabe en Turc

    • Bir şişe
        
    • kutu
        
    • bir paket
        
    • bir karton
        
    • bir kavanoz
        
    • kutusu
        
    • konserve
        
    Bir şişe mobilya cilası içtim ve yüksek dozda uyku hapı aldım. Open Subtitles تناولت علبة من طلاء الأثاث وجرعة زائدة من الحبوب المنومة.
    Bir şişe Jamaikalı istedi, sadece kızları heyecanlandırandan. Open Subtitles انه يريد علبة من جامايكا، فقط الاشياء التي تثير صديقته
    Kasaba, manava gideceğiz ve 50 kutu yengeç konservesi alacağız. Open Subtitles سنذهب إلى الجزار، والبقال لشراء 50 علبة من سلطعون البحر
    Bu arada, bir kutu prezervatif alana bir çiçek bedava. Open Subtitles بالمناسبة, إذا إشتريت علبة من الواقي, تحصل على أزهار مجاناً
    Onlara ön koltukta taze bir paket çerez bıraktığımı söyle. Open Subtitles إخبرهم أني تركت علبة من البسكويت الجديد على المقعد الأمامي
    Bana götürmelik iki kahve daha ve bir paket sigara ver. Open Subtitles أعطني كوبين من قهوة لأخذهما مع علبة من السجائر.
    Aşağıya in ve bir karton süt, birkaç ding dongs ve gazete al. Open Subtitles اذهب الى الأسفل ويحصل لنا علبة من الحليب، بعض دينغ دونغ وصحيفة.
    Hey Dr. C, dolapta meyve parçacıklarından oluşan bir kavanoz buldum. Open Subtitles لقد وجدتُ علبة من الأناناس المقطع في الخزانة
    Bir kutu Küba purosu büyük Bir şişe 18 yıllık malt birası ve Kuzey Işıkları'nı görmek için bir seyahat. Open Subtitles علبة من السيجار الملفوف يدوياً زجاجة كبيرة من الجعة عمرها 18 عام ورحلة لمشاهدة شفق القطب الشمالي
    Kimse annenin Bir şişe ilaç yutmasından mutlu değil.. Open Subtitles لا أحد سعيد أمّك أبتلّعت علبة من الحبوب.
    Seni Bir şişe şampanyayla vaftiz edebilirim. Open Subtitles بإمكاني أن أفتح علبة من الشامبانيا لنجربها
    Bir şişe votka açıp kendinden geçenlerden. Open Subtitles انها من النوع الذي يفتح علبة من الكحول وتقذف قبعتها بعيداً
    Benden hoşlandığını hiç düşünmedim ancak gecenin sonunda geri geldi ve bana bir kutu çikolata verdi. TED أعتقد أنه لم يُعجب بي أبدًا ولكن في نهاية السهرة، عاد إليّ وقدّم لي علبة من الشوكولاتة.
    Yani ben bir kutu tost ekmeği aldığımda, sadece bir şey mi, dört şey mi yoksa sekiz şey mi almış oluyorum ? TED وبالتالي حين أشتري علبة من الحلويات المحمصة، هل أنا أشتري شيئا واحدا، أو أربعة أشياء أو ثمانية أشياء؟
    Bir hayvan yemi şirketinin yetkilisi bir kutu köpek yemi ile yıllık genel kurul toplantısına gider ve TED يبدو أن رئيس مؤسسة ضخمة لأطعمة الحيوانات الأليفة توجّه إلى الإجتماع السنوي للمساهمين ومعه علبة من طعام الكلاب.
    Belki verandanızda bir paket Virginia Slims içiyorsunuz. Open Subtitles ربما كنتي تقفين على شرفة الشمس تدخنين علبة من فيرجينيا التنحيف
    Evet gidip koca bir paket çerez yiyeceğim. Open Subtitles اعتقد انني ذاهب الى العودة الى بلادهم والعمل في طريقي من خلال علبة من هو، هوس.
    bir paket pişmemiş pirinç ve altı küçük kuş bir yemek kazanına konur... Open Subtitles علبة من الرز النيء و ستة طيور صغيرة وضعت بداخل قدر طبخ
    En son duyduğuma göre ormanda bir karton kutuda yaşıyormuş. Open Subtitles آخر شيء سمعته هو أنه يعيش في الغابة في علبة من الكرتون
    bir karton sigara karşılığında hasta taklidi yapabileceğine eminim. Open Subtitles إنّي موقنٌ أنّه سيدّعي مرضه مقابل علبة من السجائر.
    Ona bir kavanoz kuru bezelye vereyim. Open Subtitles سأعطيه علبة من البازلاء الجاهزة
    Oh, bu arada, Bende bir kavanoz fıstık gevreği var. Open Subtitles بالمناسبة معى علبة من الفول السودانى
    Ben de, renkli mısır gevreği dolu bir marshmallow kutusu yapmanı istiyorum. Open Subtitles أنا اتمنى حقا بأنك أن تصنع لي علبة من لاكي تشارمز
    İki paket zencefilli krema, yarım porsiyon mayalı hamur bir tane konserve ananas, ve bir teneke de Noel pudingi. Open Subtitles حزمتين من كريمة الزنجبيل نصف علبة مربى علبة من قطع الاناناس و علبة من بودنغ الكريسماس

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus