Kafayı koyarsan aynı güne... - ...duruşma ayarlayabileceğini biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنّكِ ستؤمّنين جلسة استماع في اليوم ذاته إن قررتِ |
Ve elinden bir şey gelmez. O ikisine göz yumduğunu biliyordum, ama ihmalkar olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | دائماً ما علمتُ أنّكِ غير صارمة معهم، لكنّي لم أكن أعلم أنّكِ متهاونة. |
O ikisine göz yumduğunu biliyordum, ama ihmalkar olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | دائماً ما علمتُ أنّكِ غير صارمة معهم لكنّي لم أكن أعلم أنّكِ متهاونة |
Görüşme sırasında burada olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنّكِ لم تكوني هنا في المقابلة |
Uzak duramayacağını biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنّكِ لن تستطيعي الإبتعاد |
Onunla evlenmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنّكِ لم تستطيعي أن تتزوجيه |
Burada olacağını biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنّكِ ستأتين إلى هنا |
Hain olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنّكِ خائنة. |
Yanında bu adam vardı. Onun senin iyi olacağını biliyordum. İyi olacağım zaten. | Open Subtitles | -إنّه يحميكِ، علمتُ أنّكِ ستكونين بخير . |
Buraya görmeye geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنّكِ ستأتين ما إن تريه... |
Fikrini değiştireceğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمتُ أنّكِ غيّرتِ رأيكِ |
Koşarak geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنّكِ ستأتين بسرعة. |
Manet'i reddedemeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | (علمتُ أنّكِ لن تقاومي، (مانّي |
Jesse Quick. Benim için geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | (جيسي كويك) علمتُ أنّكِ ستأتين لأجلي |