Yanlış birşey olduğunu biliyordum. Bu işinin bir parçası değildi. | Open Subtitles | علمت أنه ثمة شيئاً خطأ فذلك ليس جزءاً من وظيفتها |
Sen olduğunu biliyordum. Benim evimde olmaz. Ondan uzak dur! | Open Subtitles | علمت أنه انت، ليس في منزلي إبتعد عنها، إبتعد عنها |
Daha açmadan diğer tarafta onun olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | قبل أن أفتح الباب ، علمت أنه يقف بالجانب الآخر |
Ayda bir kasabaya indiklerini biliyordun. | Open Subtitles | لقد علمت أنه كان يرسل شعبه إلى القرية مرةً كل شهر |
Artık avukatının Philadelphia'dan Margareth Hart olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل علمت أنه يتم تمثيلها الان من قبل مارغريت هارت من فيلادلفيا؟ |
- Vuranın Keyzer Söze olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | ها, خائف من ماذا ؟ . لقد علمت أنه كيزرسوز |
Kim olduğumu bilmiyorsan orada çalınacak 43 milyon olduğunu nereden bildin? | Open Subtitles | إذا كنت لا تعرفني، كيف علمت أنه هناك 43 مليونًا لتسرقهم؟ |
Hayatta kalabilmek için kendi işini kurması gerektiğini biliyordu. | TED | علمت أنه يجب عليها أن تبدأ مشروعها الخاص من أجل البقاء. |
Ve kurşun kalemle yazılmış olan bir tane görünce, ya senin ya da Brittany'nin olduğunu anladım ve senin imlan daha iyi. | Open Subtitles | بطاقات التقييم وعندها رأيت واحدة مكتوبة بقلم ملون علمت أنه إحداكما |
Seni başkan yardımcısı yapmamın bir nedeni olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنه هناك سبب لجعلك نائب الرئيس شكرا لك، يا سيدي |
Kasabada bir dostu olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمت أنه متعلق بهذه البغي في المدينة |
Doğru olamayacak kadar güzel olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لا أستطيع. حسنا، علمت أنه أفضل من أن يكون حقيقة. |
Ben bile başkasını tutmanın tuhaf olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | و حتى أنا علمت أنه سيكون غريب أن أستأجر شخص للقيام بهذا. |
Onun paralize olduğunu biliyordum, evet. | Open Subtitles | علمت أنه كان مشلولًا. أقصد هو أخبرني بذلك. |
Bunu her kim yapıyorsa FBI'ın içinden biri olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنه أيًا كان من يفعل هذا أنه من داخل المكتب |
Çünkü artık insan olamayacağını biliyordun. | Open Subtitles | لأنك علمت أنه لن يعود إلى كونه بشرياً مجدداً |
Yakıt çekirdeğini çıkaramayacağını biliyordun, değil mi? | Open Subtitles | علمت أنه ليس بإمكانك إزالة مصدر الوقود، أليس كذلك؟ |
Adamlarımı gece kulübünde bulacağını nasıl biliyordun? | Open Subtitles | كيف علمت أنه بأمكانك أيجاد عامليني في ذلك النادِ الليلي؟ |
Ama, Güney Afrika'da on numara olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | لكن هل علمت أنه كان هاما في جنوب افريقيا ؟ |
Şu diğer arabadaki çocuğun felç olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | الولد في السيارة الأخرى هل علمت أنه أصبح مشلولاً؟ |
Bana geldiğinde ve söylediği şeyleri duyduğum zaman deli olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | عندما أتى لي وسمعت مايريد أن يقول علمت أنه مجنون |
Ölenin ben değil o olacağını nereden bildin? | Open Subtitles | كيف علمت أنه سيموت بدلاّّ مني أم أنك لم تآبه |
Bak, seni, yine gelip beni kurtaracaktı var sinirli ne olursa olsun biliyordu. | Open Subtitles | لقد علمت أنه مهما كنتم غاضبات فستأتون لإنقاذي |
Önceleri en iyi arkadaşım babamdı ama babamla arkadaş olmamın tuhaf olduğunu anladım. | Open Subtitles | -في السابق, صديقي المفضل كان أبي, لكنني علمت أنه من الغريب أن تصادق أباك. |
Çünkü bir gün gelip, Dünya'nın tehlikede olacağını biliyordum. | Open Subtitles | لأنني علمت، علمت أنه في يوم ما سيكون كوكب الأرض في خطر و سيفشل الدكتور في المجيئ |