Tutuklu vardığında haber vermemizi istemiştiniz. Getirdik. | Open Subtitles | لقد قلت أن أحيطك علمًا عندما يصل السجين. |
Tekrar görüşmek istersen haber edersin. | Open Subtitles | إذا رغبتي برؤية مجددًا, احيطيني علمًا |
Eğer bir şey çıkarsa, sana haber veririm. | Open Subtitles | لو كان يُثبت شيء، سأحيطكَ علمًا. |
- Onlardan biri olmayacağımı bil diye söyledim. | Open Subtitles | ما قصدك؟ أردت إحاطتك علمًا أنني لن أكون واحدة من ساقطاتك، مفهوم؟ مفهوم. |
Hastaneye vardığınızda, onu bir polis olduğunu anlasınlar diye. | Open Subtitles | حتى يصل إلى المستشفى، كّي تحيطهم علمًا بكونّه شرطّي |
Sağ ol Jones. Bir şey bulursan haber et. | Open Subtitles | شكرًا لكَ يا (جونز)، أحطني علمًا بما تجده |
Anlaştık. Gerektiğinde haber veririm. | Open Subtitles | عُلِم، سأحيطكَ علمًا إن إحتجتك... |
- Bir şey duyarsam haber veririm. | Open Subtitles | -سأحيطك علمًا في حال عرفت أمرًا ما |
En kısa zamanda sana haber veririm. | Open Subtitles | سأحيطكِ علمًا فور أن أتيقن |
- haber veririm sana. | Open Subtitles | -سأحيطك علمًا . |
Böyle kaç galaksi var diye sorarsanız, bilim adamları bunun iki milyardan fazla olduğunu söylüyorlar... | Open Subtitles | علمًا بأن هناك العديد من المجرّات يُرجح العلماء أن هناك ما يقرب من مليارين مجرّة |
Ben gideceğim, bil diye söylüyorum. | Open Subtitles | سأذهب لمقابلته، أُحيطك علمًا بهذا فحسبْ. |
Ve bilin diye söylüyorum, Sean bana dedi ki, bu bir sır olsa da onun eşcinsel eğilimli olduğunu bilmenizi istiyorumuş, ve bu konuda sizinle konuşmak istiyormuş. | Open Subtitles | -شكرًا ولتحيطان علمًا يارفاق أخبرني "شون" أنه لابأس بأن تعلما |