- Ona anlaşma bozmak olun. - Umarım, souls'll yayınlanacak. | Open Subtitles | . أجعله يلغي الصفقة . على أمل أن تتحرر الأرواح |
Ve Umarım ki burada olanlar hakkında biraz daha şey öğrenebiliriz. | Open Subtitles | على أمل أن نكتشف بعضاً من الأحداث الأخرى التي حصلت هنا |
Telefonum çekmiyor. Umarım burada çalışan bir ev telefonu vardır. | Open Subtitles | على أمل أن نجد في هذا المنزل هاتفا منزليا يعمل |
Enerjisini tekrar toplayan erkek başka bir dişiyi cezbedip onunla çiftleşebilmek umuduyla öğle sonrası seansı için çiftleşme bölgesine geri dönüyor. | Open Subtitles | وبعد أن يتزود بالوقود, يعود الذكر إلى منطقته من أجل الدورة المسائية للتحليق على أمل أن يجتذب أنثى أخرى ويتزاوج معها. |
Hastamızın bir kaç hafta içinde ağırlığını taşıyacak konuma gelmesini umuyoruz. | Open Subtitles | على أمل أن يستطيع المريض حمل جسده في خلال عدة أسابيع |
Umarım çoğunuz buna yanıt verecektir. | TED | وأنا على أمل أن الكثير منكم سوف يستجيب لهذا. |
Korsan kablolu yayın yanlış, bu yüzden bir daha izlemiyeceğim Umarım herkes beni takdir eder ve onlarda izlemez. | Open Subtitles | سرقة الكابل فعل خاطئ، لذا لن أشاهده، على أمل أن يحذو الآخرون حذوي لن أتكلم ثانيةً في هذا الشأن، شكراً |
Umarım uygun dozda din eğitimi genç delikanlıya doğru yolu gösterir. | Open Subtitles | .. على أمل أن جُرعة جيدة من الدين .. .. يُمكنها أن تضع الشاب على الطريق الصحيح .. |
Gidelim. 10 dakika sonra görüşürüz, Umarım parayla birlikte. | Open Subtitles | هيا بنا، سنلتقي بعد 10 دقائق، على أمل أن يكون معنا المال |
Umarım naquadria için dostane bir pazarlıkla sonuçlanacak ileriki diplomatik görüşmelerin temelini atarız. | Open Subtitles | على أمل أن نضع الأساس لمفاوضات دبلماسية الذي سيؤدي في النهاية لتجارة ودية للنكوادريا |
Umarım, bir daha gözden geçirme şansı olur ama Galactica ile aramızda 30 dakikalık bir gecikme var ve-- | Open Subtitles | بخصوص مراسم تقاعد جالاكتيكا على أمل أن يكون لديه فرصة لكي يراجعها ولكن هناك 30 دقيقة تأخير بين جالاكتيكا و |
Bu akşam annenle bağlantı kuracağım. Umarım yardımı olur. | Open Subtitles | لقد رتبت لكِ موعداَ لتتصلِ بوالدتكِ على أمل أن تكون أكثر مساعدةَ |
Gidebilecek bir yeri vardır, Umarım. | Open Subtitles | على أمل أن يكون عالماً يرغب في العودة إليه |
Siz de beni daha sonra tanırsınız Umarım. | Open Subtitles | القليل الذي أعرفه , على أمل أن تساعدني بالباقي |
Geri gitmem gerek, ek dikiş atacağım Umarım musluğu tamamen kapatabileceğim, tamam mı? | Open Subtitles | سأعيد الجراحة ثانية لاضع غرز إضافيةَ على أمل أن أسد هذه الحنفيةِ بشكل نهائي |
Her neyse, birkaç tahlil yapacağız, Umarım sıra dışı bir şeydir. | Open Subtitles | بكل حال, سنجري بعض الفحوصات على أمل أن يكون شيئا غريباً لكن ليس مميتا |
Otopsi uyuşmuyordu, ve Hendrix'in menajeri sigortadan para kazanmak umuduyla boğazında haplar ve kırmızı şarap olduğunu itiraf etti. | Open Subtitles | التشريح ناقض ذلك، فاعترف مديره بإقحام الحبوب والنبيذ الأحمر في حلقه على أمل أن يقبض بوليصة التأمين يا للروعة. |
Hastamizin bir kaç hafta içinde agirligini tasiyacak konuma gelmesini umuyoruz. | Open Subtitles | على أمل أن يستطيع المريض حمل جسده في خلال عدة أسابيع |
İzleri dünyanın dört bir yanına dağıtıp seni kontrol edebilecek şeyin yanlış ellere geçmemesini umdu. | Open Subtitles | قام بنشر الأدلة حول العالم ...على أمل أن كل ما يسيطر عليك لن ينتهي في الأيدي الخطأ... |
Ayrıca parayı benim çalmamı ümit ederek, komodinin üzerine bıraktığını biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أيضًا أنها تركت مال على المنضدة، على أمل أن أسرقه. |
Seni buraya getirdim çünkü belki bana biraz yardım edebileceğini umuyordum. | Open Subtitles | لقد أحضرتكِ إلى هنا على أمل أن تمنحيني القليل من مساعدتكِ. |
Bir gün benim izlediğimi anlayıp o da bana gülümser diye umarak. | Open Subtitles | على أمل أن تكتشف في يوم من الأيام أنني أراقبها فتبتسم لي |
Umuyorum ki, bir gün yollarımız kesişecek ve bir kap konsantre sütü paylaşabileceğiz. | Open Subtitles | على أمل أن يلتقي ممرانا ،ذات يوم ونستطيع أن نتقاسم علبة حليب مكثف |