Muhammad, Aradığın için teşekkür ederim. Söylediklerini Joe'ya ileteceğim. | Open Subtitles | محمد" , أشكرك على الإتصال" "سأنقل كلامك لـ"جو |
Muhammad, Aradığın için teşekkür ederim. Söylediklerini Joe'ya ileteceğim. | Open Subtitles | محمد" , أشكرك على الإتصال" "سأنقل كلامك لـ"جو |
Bizi Aradığın için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | أهلاً، شكرا جزيلا على الإتصال بنا |
Bir sorun mu çıktı? Telefon bilgileri. Aradığınız için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | أوه،إذا صادفت مشاكل قاضيني،أشكرك على الإتصال |
Cumartesi Aradığınız için teşekkürler. Hoşça kalın. | Open Subtitles | شكراً على الإتصال بيوم سبت وداعاً |
Seni aradığım için kusura bakma, ama aklıma başka bir şey gelmedi. | Open Subtitles | آسف جدا على الإتصال بك لكني لم أعرف ما أفعله غير ذلك |
Ama o aptal şeyle bağlantıyı tam olarak sağladığım söylenemez. | Open Subtitles | ولكن يبدو أني لا أستطيع الحفاظ على الإتصال بهذا النظام اللعين بالرغم من ذلك |
- Son dakikada Aradığın için sağ ol. | Open Subtitles | حسن ٌ ، شكرا على الإتصال في آخر لحظة |
Aradığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على الإتصال |
Aradığın için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً على الإتصال |
Geri Aradığın için sağ ol. | Open Subtitles | شكرًا لردك على الإتصال. |
Aradığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا على الإتصال. |
Tamam. Aradığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسناً، شكراً لك على الإتصال |
Aradığın için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً على الإتصال |
Evet, Aradığınız için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | نعم. أشكرك جزيل الشكر على الإتصال. |
Aradığınız için teşekkürler Büyük Kayman Merkez Bankası. | Open Subtitles | شكراً لك على الإتصال ببنك "فراند كاميان " الوطني |
Aradığınız için teşekkürler,çocuklar. | Open Subtitles | شكراً يا أطفال على الإتصال |
Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim ama yarın sabah seninle görüşmem gerekiyor. | Open Subtitles | أسفة على الإتصال بوقت متأخر لكن من الضروري أن أجتمع معكِ في الصباح |
Sizi bu saatte aradığım için özür dilerim ama kurbanın telefonunda sizden gelen aramalar vardı. | Open Subtitles | معذرةً على الإتصال بك في هذا الوقت المتأخر ولكن هاتف الضحية بهِ عدة مكالمات منك |
Neyse, geç saatte aradığım için kusura bakma. | Open Subtitles | حسنًا، آسف على الإتصال بهذا الوقت المتأخر |
Ama o aptal şeyle bağlantıyı tam olarak sağladığım söylenemez. | Open Subtitles | ولكن يبدو أني لا أستطيع الحفاظ على الإتصال بهذا النظام اللعين بالرغم من ذلك |
On gündür kimseyle bağlantı kuramadınız mı? | Open Subtitles | لم تكن قادراً على الإتصال بأى أحد على مدار العشرة أيام الأخيرة؟ |