Fotoğraflar, videolar, cinsel içerikli bilgiler-- hepsi rızanız olmadan, internette yayınlanmış. | TED | صور وفيديوهات ومعلومات صريحة ومحتوى، كلها تنشر على الإنترنت بدون موافقتك |
Belirtileri İnternette araştırdım, prostat kanseriyle ilgili 3 bin sonuç buldum. | Open Subtitles | لقد وضعت الأعراض على الإنترنت و حصلت على3000 نتيجة لسرطان البروستاتا |
Anladım ki gergin olmasının nedeni online flört bağımlılığını ortaya çıkarmış olmammış. | Open Subtitles | ولكن بعدها إكتشفت أنه فقط متوتر لأنني إكتشفت إدمانه المواعدات على الإنترنت |
Kurbanımız internet üzerinden pahalı çizgi romanları alıp satarak bir servet kazanmış. | Open Subtitles | الضحية حقق ثروة من بيع وشراء القصص المصورة العالية القيمة على الإنترنت |
Bu, muhtemelen internetteki en berbat arama sonucu. Z jenerasyonu ise hapı yutmuş. | TED | ولعل أكثر نتائج البحث بشاعة على الإنترنت هو أن جيل زد قد تدمر. |
Turner'ı İnternete yayın, ve resmini yerel TV istasyonlarına verin. | Open Subtitles | ضع ترنر على الإنترنت ووزع صور له لمحطات التلفزيون المحلية |
Son rakamlara göre, bildiğim kadarıyla 48 farklı çevrimiçi pazar var. | TED | عند آخر إحصاء، كان هناك 48 سوق على الإنترنت مختلف أعرفها. |
Oh, Hayır, Hayır, Hayır. Bu iyi. Bu gerçekten- internette, Bu gerçekten-- | Open Subtitles | لا، لا، لا إنه أمر جيد إنه بالفعل على الإنترنت إنه بالفعل |
Bu elemanlar internette virüs gibi yayılıyor ileride tekliflerle uğraşacağız. | Open Subtitles | ما أن يشتهر هؤلاء على الإنترنت سنتشاجر على العروض المهولة |
Hayır. Ayak yapmak internette olmadığın biri gibi davranmana denir. | Open Subtitles | كلا، الصّيد هو لمّا تتظاهر أنّكَ شخصٌ آخـر على الإنترنت. |
İnternette hakkınızda bazı şeyler okudum ve size bir teklifim var. | Open Subtitles | روبن غيلمورتن لقد قرأت عنك على الإنترنت و لدي اقتراح لك |
Eğer bir şey almıyorsan online oyunuma geri dönmek istiyorum. | Open Subtitles | و إذا كنت لا تريد الشراء فسأعود للعب على الإنترنت |
Bence Bay Falafel'i online tavlada yendim ve sizle meslektaşlarınız oyun oynadığım web sitesini kapatarak kazancıma el koydunuz. | Open Subtitles | وأعتقد أنني أنافس هذا السيء في اللعب على الإنترنت ومكاسبي التي أخذتها أنت ورجالك عندما أغلقت موقعي بحرية الأختيار |
Sanki yirmi yıldır onu internet üzerinden takip etmiyormuşum gibi. | Open Subtitles | وكأني لم أكن أراقبها على الإنترنت طوال الـ20 سنة الماضية |
İnternet üzerinden uluslararası bilgi alışverişi yapılan bir sistem geliştirdiler. | Open Subtitles | مؤسسوا إنفولينك نوع من نظم التجارة على الإنترنت لتبديل الأسرار الدولية. |
-Ve bunu internetteki CV mi okuduğun için mi biliyorsun? | Open Subtitles | وهل عرفتِ هذا من قراءتكِ لسيرتي الذاتية على الإنترنت ؟ |
İnternetteki fotoğrafında niye uzun mu uzun at kuyruğunu göstermediği. | Open Subtitles | لا أعرف لمَ أغفلت صورته على الإنترنت ذيله الطويل جداً |
Craig, Mordichai hakkında bir öykü başlatıyor, sonra yayılıyor, internete giriyor. | Open Subtitles | أعني قام كريغ ببدء القصة عن مورديكاي ثم انتشر على الإنترنت |
çevrimiçi olarak gönderdiğiniz bir şey için birkaç sorumuz vardı. | Open Subtitles | لدينا بضعة أسئلة حول شيء كنت قد نشرته على الإنترنت |
Öncelikle, çevrim içi ders içeriği bir süredir kullanılabilir durumda. | TED | فوق كل شيء، محتوى الكورسات على الإنترنت كان متاحاً لفترة طويلة |
Hepinizin dâhil olduğu modern bir örnek: İnternet’te araştırma yapmak. | TED | هنا مثال معاصر سيمت إليكم جميعاً بصلة: البحث على الإنترنت. |
İnsanların bedava şarkı indirip paylaşabileceği bir internet şirketi kurdum. | Open Subtitles | حسناً, لقد أسست شركة على الإنترنت لتبادل وتحميل الموسيقى مجاناً |
Bu hunhar ve korkak cinayet internetten canlı olarak yayınlandı. | Open Subtitles | ، هذه الجريمة البربرية الجبانة تم بثها مباشرة على الإنترنت |
Ve dünyadaki tüm web sayfaları arasında 55 trilyon bağlantı var. | TED | وهناك 55 تريلليون رابط بين كل الصفحات على الإنترنت في العالم. |
Eldeki jeolojik verileri alıp yayınlar ve internette bir yarışma başlatır: Goldcorp Challenge. | TED | أخذ بياناته الجيولوجية ثم قام بنشرها و أقام مسابقة على الإنترنت أسماها بـ تحدي قولدكورب. |
İnternetin başka bir yerindeki bilgilere dair tüm bu kaynaklar aslında hiperlinkin alanı. | TED | وبالتالي ، فإن النطاق الكامل للإشارات إلى المعلومات في مكان آخر على الإنترنت هو مجال الارتباط التشعبي. |
Kampanyamız, internet üzerinde benzer hikâyeler paylaşan kazazedelerin seslerini yükseltti. | TED | حملتنا أوصلت أصوات الناجين اللذين نشروا قصصا مشابهة على الإنترنت |