Eminim ki kendini vatansever sanıyorsun ve bir uyuşturucu savaşını idare ettiğini sadece sınırın diğer tarafında kan döküldüğünü düşünüyorsun. | Open Subtitles | وأنا واثق جدا أنّك تدعو نفسك وطنيًا وتخبر نفسك أنّك تسيّر حرب مخدرات وتبقي الدم على الجانب الآخر من الحدود |
Birkaç metre! Öteki tarafta kayarız! | Open Subtitles | مجرد بضعة أقدام و بعدها سيمكننا ان ننزلق على الجانب الآخر |
diğer taraftan, bir eş,hiç bir zaman kocası aleyhine tanıklık yapamaz. | Open Subtitles | على الجانب الآخر لن تفعل الزوجة ذلك و لا يمكنها الشهادة ضد زوجها |
SAdece benim için hazır olana kadar, Çitlerin öbür tarafında kal. | Open Subtitles | ابق على الجانب الآخر من السور حتى تكونَ مستعدًا من أجلي |
Diğer taraftaki insanlar burayı görmeyi istiyor. | Open Subtitles | الناس على الجانب الآخر يتمنون أن يلقوا نظرة إلى هنا |
öte yandan, şu an evrenin ne kadar yaşlı olduğunu anlayabiliyoruz. | TED | على الجانب الآخر ، يمكننا الآن ان نفهم كم عمر الكون |
DB: Elinizi cebinizden çıkarın, ağırlığınızı Diğer tarafa verin, mikrofonu diğer elinize alıp yine ''evet'' deyin. | TED | أخرج يدك من جيبك, و ضع وزنك على الجانب الآخر بدل الأيادى مع الميكروفون وقل نعم مرة أخرى |
Peki o kapının diğer tarafında ne var dersiniz? İsa. | Open Subtitles | و خمنّوا مالذي موجودّ على الجانب الآخر من ذلك الباب؟ |
Kendilerini rahmin diğer tarafında karşılaşacakları dünya için hazırlıyorlar. | TED | انها تُعِدُّ انفسها لهذا النوع من العالم الذي ستواجهه على الجانب الآخر من الرحم. |
Şimdi yarımadanın diğer tarafında, uyuyan bir balıkçı köyü var; Cabo Pulmo. | TED | الآن، على الجانب الآخر من شبه الجزيرة تقع كابو بلمو، وهي جزيرة صيد هادئة. |
Haydi şu teleferiği yakalayalım. Arabam Öteki tarafta. | Open Subtitles | هيا، دعنا نلحق بتلك العربة سيّارتي على الجانب الآخر |
Şu taraftan git, Öteki tarafta buluşuruz. | Open Subtitles | اذهب من هذا الطريق، وسنقابلك على الجانب الآخر |
Dİğer taraftan, benim kız yatılı okulda. | Open Subtitles | و على الجانب الآخر فإن صديقتى ذهبت الى مدرسة بعيدة |
Hayır, ama diğer taraftan ona hak da veriyorum. | Open Subtitles | لا ، على الجانب الآخر أستطيع أن أفهم كل شئ |
Bunu kim yatıysa o duvarın öbür tarafında ne olduğunu tam olarak biliyormuş. | Open Subtitles | أياً كان من أطلقها كان يعلم ماذا يوجد على الجانب الآخر من الجدار |
Bin. Diğer taraftaki bir görevliyle anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد رتّبت مع أحد الضباط على الجانب الآخر من السفينة. |
öte yandan, Yankeeler'i yenebilecek kişilerin yaptıkları hatalar-- | Open Subtitles | على الجانب الآخر تعني أن هناك من يمكن أن يهزم اليانكيز |
Diğer tarafa da adam yerleştirin. | Open Subtitles | ريد،نحن نحتاج إلى نشر بعض من رجالك .. على الجانب الآخر من الوادي |
Yaklaşık sekiz mil sonra Şeytan'ın Merdiveni'ni gösteren... bir işaret direği göreceksin ve... görünüşe göre şato öbür tarafta. | Open Subtitles | بعد ، أوه، ثمانية أميالِ سَوف تَرين لافتة لسلم الشيطانَ و حَسناً، على ما يبدو القلعة على الجانب الآخر |
diğer yandan, ben de, çok kişilikliyim. | Open Subtitles | بينما أنا على الجانب الآخر أتمتع بشخصية كبيرة |
Eğer Doktor McKay bizi kurtarabilirse, onu diğer tarafta tedavi edebiliriz. | Open Subtitles | لو توصل د. مكاى إلى نتيجة فيمكننا علاجه على الجانب الآخر |
- Neler var? Sokağın karşısında boşaltılmış bir lokantada dört rehine var. | Open Subtitles | حصلنا على اربعة رهائن في امطعم مهجور على الجانب الآخر من الشارع. |
Feingold, Bay Fisher, şu kapının arkasında... - Bir oyuncu o. | Open Subtitles | انه السيد فيشر أنه على الجانب الآخر من الباب إنه ممثل |
Dünyanın öbür ucunda yaşayan bir sıkı dosta ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أريد صديقة عزيزة تعيش على الجانب الآخر من الكرة الأرضية |
Merak etme onu öbür dünyada düşündüğünden daha erken göreceksin. | Open Subtitles | لا تقلقي، سترينه على الجانب الآخر أقرب مما تتصورين |
İstasyon, gölün karşı kıyısında. | Open Subtitles | المحطة تقع على الجانب الآخر من البحيرة، هناك |