| - Dinle, eğer bundan kurtulamazsak, Teşekkürler. - Bir şey değil. | Open Subtitles | اسمع إذا نحن لم ننجو من هذا شكرا على الرحب والسعة |
| Sikeyim "Teşekkürler"i. Sikeyim "Bir şey değil"i. Aramızda lafı olmaz. | Open Subtitles | اللعنة ، أشكرك ، على الرحب والسعة إنه أنا وأنت |
| Bir şey değil. Umarım tekrar yaparız. | Open Subtitles | على الرحب والسعة أتمنى لو نعمل معاً ثانيةً |
| Ve... Önemli değil bedava oda, sofra ve de taşıma için. | Open Subtitles | آه, على الرحب والسعة مجانا, غرفة المجلس ، والنقل أيضا. الأحمق. |
| - Yine de teşekkür ederim Krusty. - Rica ederim. | Open Subtitles | على أي حال، شكراً ياكرستي على الرحب والسعة |
| - Borcum olsun Doug. Teşekkür ederim. - Bir şey değil. | Open Subtitles | ادين لك يا دوج ، شكرا - على الرحب والسعة - |
| - Şey, Teşekkürler, Henry, sanırım. - Bir şey değil. | Open Subtitles | ـ شكراً يا ـ هنري ـ ـ على الرحب والسعة |
| - Bir şey değil. İş nasıl geçti? - Sıkıcı. | Open Subtitles | - على الرحب والسعة , ما هي أخبار عملكي ؟ |
| Boş ver"Teşekkürler"i. Boş ver "Bir şey değil"i. Aramızda lafı olmaz. | Open Subtitles | اللعنة ، أشكرك ، على الرحب والسعة إنه أنا وأنت |
| - Geldiğin için sağ ol Eddie Amca. - Bir şey değil. | Open Subtitles | ـ شكرا لحضورك ، عم إدي ـ على الرحب والسعة |
| - Geldiğin için sağ ol Eddie Amca. - Bir şey değil. | Open Subtitles | ـ شكرا لحضورك ، عم إدي ـ على الرحب والسعة |
| Şehrin keyfini çıkarın millet. Bir şey değil. | Open Subtitles | استمتعوا بالمدينة جميعكم على الرحب والسعة |
| Bir şey değil. Burada kalman harika. | Open Subtitles | على الرحب والسعة من الرائع أن تقيمي عندنا |
| Bir şey değil. Ama bundan sonra kask tak. | Open Subtitles | على الرحب والسعة لكن في المرة القادمة، عليك ارتداء خوذة |
| Bir şey değil. | Open Subtitles | على الرحب والسعة وستأخذ المكوك لقراند سنترال المكوك : |
| Bir şey değil, G-Man. | Open Subtitles | على الرحب والسعة أيّها العميل الفيدرالي. |
| Dün gece için teşekkür etmek istiyorum. Önemli değil. | Open Subtitles | أريد أن أشكرك على ليلة أمس على الرحب والسعة |
| böyle bir zorunluluğun yoktu ama.... Önemli değil! | Open Subtitles | نحن نحتاج شخص ما مثلك تعرف على الرحب والسعة |
| - Rica ederim Prenses. | Open Subtitles | شكراً يا جدي على الرحب والسعة أيتها الأميرة |
| Ne demek, rica ederim! Benim için büyük zevk! | Open Subtitles | على الرحب والسعة إنه حقاً من دواعي سروري |
| Rica ederim. Hiç Sorun değil. Hey. | Open Subtitles | أوه، على الرحب والسعة ليس هناك أى مشكلة مهلا |
| Birşey değil, güzel zenci kardeşim. | Open Subtitles | انت على الرحب والسعة يا اختي السوداء الجميلة |
| Rica ederiz. Ve şimdi, Marge biz pişirdik, sen temizle. | Open Subtitles | على الرحب والسعة الآن مارج، نحن حضرنا الطعام، أنتِ نظفي |
| Matt Walker: ben teşekkür ederim. DB: Evet, Teşekkürler. | TED | ماثيو ووكر: على الرحب والسعة. دافيد: نعم، شكرًا، شكرًا. |