Eşitsizliği destekleyen, şirket haklarını işçi haklarından üstün gören bir sistemin suç ortaklarıydılar. | Open Subtitles | كانوا متواطئون في النظام التي تؤيد اللامساواة وخدمة حقوق الشركة على حقوق العمًال |
Ama teknolojinin hükûmetin muhabirlerin haklarını ihlal etmesine izin verdiği gibi basın da teknolojiyi kullanarak kaynaklarını hiç olmadığı kadar iyi koruyabilir. | TED | ولكن مثلما سمحت التكنولوجيا للحكومة بالتحايل على حقوق المراسلين، يمكن للصحافة استخدام التكنولوجيا أيضاً لحماية مصادرها وحتى بطرق أفضل من ذي قبل. |
Hapishanede bile, başkalarının haklarını çiğnemeye devam ettim. Orada ölebileceğimi bilmeme rağmen bunu yaptım. | TED | وحتى في السجن واصلت أفعالي الماضية بالتعدي على حقوق الآخرين، بالرغم من علمي بأني قد أموت في هذا المكان. |
Katil de olsa bir insanın hakları vardır, değil mi? | Open Subtitles | هل ترى حتى القتلة حصلوا على حقوق , هااه ؟ |
Anlaşmanın dikkate değer bir yanı da hem toplumun hem de bireyin hakları üzerinde önemle durulması. | TED | وبصورة خاصة يوجد تركيز واضح على حقوق الافراد وحقوق المجتمعات |
Ne yapacağını biliyorsun. Senin sıran. | Open Subtitles | أنت تعرف العائد على حقوق المساهمين. |
Hele bir senaryonun haklarını alalım da, o zaman konuşuruz. | Open Subtitles | عندما نحصل على حقوق الكتاب، سنتحدث حيال ذلك. |
Hayatının haklarını alana kadar kendimizi korumamız gerekiyor. | Open Subtitles | حتى نحصل على حقوق الحياة نحن يجب أن نحمي أنفسنا |
Hakim, maktullerin haklarını savunan bir grup olduğunuzu ve önümüzdeki 200 saat içinde en iyi arkadaşınız olacağımı söyledi. | Open Subtitles | القاضي، قال بأنكم مجموعة تدافع على حقوق الضحايا و أنا صديقُكِ العزيز، لساعات 200 القادمة |
Şu var ki, bütün Kuzey Amerika'nın haklarını satın alıyorum. | Open Subtitles | الأمر فقط أني أريد الحصول على حقوق أمريكا الشمالية |
O şarkının haklarını almak için arkamdan iş çevirdiğinizin farkındayım. | Open Subtitles | انا متأكده بشكل تام من العمل ورائي للحصول على حقوق تلك الأغنية. |
Ama bu sorunları kızımın haklarını çiğneyerek savuşturamazsınız. | Open Subtitles | ولكن لا تتحايلين بتلك المشاكل في التعدي على حقوق ابنتي |
Bak, eğer film haklarını alamazsam, neler olacağını bilemiyorum. | Open Subtitles | انظري ، إذا لم احصل على حقوق هذا فلا أدري ماذا سيحدث |
Anlaşmaya hız vermek için ne olursa. Bu teknolojinin haklarını elde etmek için ne kadar sabırsızlandığını biliyorum ve tabii ki, Soutfork'taki ipoteğim için de. | Open Subtitles | كل هذه العجلة في الصفقة تدل على مدى قلقه للحصول على حقوق هذه التكنلوجيا |
Bana Darth Vader'ın haklarını anlatmanız gerekiyor. | Open Subtitles | شيئا اخر أحتاج منكم أن تحصلو لي على حقوق |
Diğer öğrencilerin haklarını ihlal etmeyi mi amaçladınız? | Open Subtitles | هل كان لديك نية لانتهاك على حقوق الطلاب الآخرين؟ |
Bu 750.000 ödevin fikri mülkiyet haklarını edinmek. | Open Subtitles | انهم لم يحصلوا على حقوق الملكية الفكرية لتلك المقالات 750،000 |
Gazilerin hakları onun ana hedefiydi. | Open Subtitles | على حقوق الجنود القدامى كانت تركز عليها بشكل كبير |
Senin pençelerin çıkmadan önce ben mutant hakları için mücadele ediyordum, evlat. | Open Subtitles | يا فتى لقد كنت اقاتل على حقوق المتحولين من قبل ان يكون لديك مخالب |
Ne yapacağını biliyorsun,senin sıran. | Open Subtitles | أنت تعرف العائد على حقوق المساهمين. |