"على شاطئ" - Traduction Arabe en Turc

    • kumsalda
        
    • sahilde
        
    • kenarında
        
    • bir plajda
        
    • sahilinde
        
    • plajında
        
    • kumsalına
        
    • Beach'te
        
    • kıyılarına
        
    • kumsalında
        
    • kumsallarında
        
    • kıyısında
        
    • kıyıda
        
    ve sahildeki güzel bir kumsalda küçük bir büfe açacağım. Open Subtitles وسوف افتح حانة على شاطئ جميل بعيد جدا عن هنا
    Bütün bunlar bittikten sonra sahilde içkilerimizi yudumlarken bizi affeder bence, değil mi? Open Subtitles حين ينتهي هذا، ونحن نحتفل على شاطئ ما لن يُكنّ لي الضغينة، صحيح؟
    Yani, dev çocuk öldürülmeden önce deniz kenarında, kahve mi yapıyormuş? Open Subtitles قبل أن يقتل الطفل العملاق، كان يُعدّ القهوة على شاطئ البحر؟
    Diyelim ki hoş bir plajda tatildesiniz. Çok büyük bir deprem olduğu ve sahile doğru ilerleyen bir tusunami olduğu haberi geliyor. TED إذن، أنت في اجازة على شاطئ ما لطيف، و يأتيك خبر وقوع هزّة أرضيّة هائلة و أنه هناك موجة تسونامي تتقدم ناحية الشاطئ.
    Copacabana sahilinde 2 milyona yakın insan var. TED هناك حوالي مليونان من البشر على شاطئ كوباكابانا
    Tatlım, yüksek topuklu müşterilerinin ailemin plajında edepsiz davranışlarını bilmek beni rahatlatıyor. Open Subtitles يا عزيزي,هذا يشعرني بالراحة لمعرفة أن ضيوفك الأثرياء يمرحون على شاطئ عائلتي
    Skouris, burada o gece Highland kumsalına dönen 4400'ün hepsinin listesi var. Open Subtitles سكوريس " لدي قائمة هنا " بكل الـ 4400 الذين عادوا تلك الليلة على شاطئ هايلاند
    Sana Pacific Beach'te neredeyse kavga edeceğin birini hatırlatmamı istedi. Open Subtitles اخبرتني ان اذكرك برجل كنت على وشك القتال معه على شاطئ المحيط الهادي
    Yarın sabah, ölümsüzlüğün kıyılarına çıkarma yapmış olacaksın. Open Subtitles صباح الغد، ستكوني فائزة بجسر لكي على شاطئ الخلود.
    Mavi denizin kumsalında... Open Subtitles على شاطئ البحر الأزرق
    Eğer Haley, Florida kumsallarında yarı çıplak kendini sergilemezse görevimi yerine getirmiş sayılırım. Open Subtitles ..لو (هيلي) لم تستيقظ على شاطئ في فلوريدا نصف عارية لقد قمت بواجبي
    Her zaman baş örtüsü takar. Ama onunla uzun saçları rüzgarda uçuşurken deniz kıyısında da yürüyüş yaptım. TED ترتدي دائما حجابها. و لكنني مشيت معها ذات مرة على شاطئ و شعرها الطويل يتطاير مع النسمات
    Barry, neden seninle bundan yüz yıl önce bir kumsalda karşılaşmadık? Open Subtitles أوه، باري، الذي لا يستطيع أن عندي قابلك قبل مائة سنة؟ على شاطئ في مكان ما.
    Hala kumsalda yürüyüp, kuşları görebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles هل لازلت معتقدا انهم سيتركونك تتنزه على شاطئ ما وتشاهد الطيور
    İlk defa böyle bir kumsalda milli olmuştum. Open Subtitles المرة الأولى التي تمددت كان على شاطئ مثل هذا
    Kesinlikle sahilde deniz kurabiyelerini bulmayı perspektife koyuyor. TED وهذا يضع إيجاد أصداف البحر على شاطئ البحر في المنظور.
    Bir dahaki sefere tropikal beyaz kumlu bir sahilde uzandığınızda belki papağan balıklarına teşekkür edersiniz. TED إذاً في المرة المقبلة التي تستلقي فيها على شاطئ رمل أبيض، ربما يعود فضل ذلك لسمك الببغاء.
    Ve bu İngiltere'de deniz kenarında bir kafe. TED وهذا هو مقهى على شاطئ البحر في بريطانيا.
    Dur tahmin edeyim. Göl kenarında küçük bir klübe, beyaz çitleri olan, köpek? Bütün geleneksel ayak takımının aksesuarları. Open Subtitles دعني أخمِّن, كوخ صغير على شاطئ البحيرة سياج أبيض, و كلب بعض اكسسوارات الأقدام التقليدية
    Bu işin sonuna gelindiğinde bol miktarda parayla çok uzaktaki bir plajda olmayı planlıyordum. Open Subtitles حينما تأتي النهاية، إنّي أنوي أن اكون على شاطئ ما مع الكثير من الأموال.
    Belki de Çin'de bir plajda oymuştur. Open Subtitles أوه، حسنا، ربما كان منحوتة على شاطئ في الصين.
    Analizlerin sonucunda dalgıç kıyafetinde, Hollanda'nın bir sahilinde bulunan cesedin gerçekten de Mouaz Al Balkhi olduğu çıktı. TED وأجزمت التحاليل بأن الجثة التي وُجدت ببدلة الغوص على شاطئ هولاندا كانت في الواقع لمعاذ البلخي.
    Kayalıklarla ilgili bir ölüm hakkında Cannon plajında ​​15 yıl önceydi. Open Subtitles عن حادثة وفاة على منحدر على شاطئ كانون قبل 15 سنة
    Şuradaki adanın kumsalına. Open Subtitles تلك الجزيرةِ، على شاطئ.
    Venice Beach'te silahlı çatışma? Open Subtitles قتالٌ متبادلٌ بإطلاقِ الرصاص على شاطئ فينيس؟
    Kuzeyliler, Wessex kıyılarına geldi. Open Subtitles ولكن الشماليين رسوا على شاطئ الممكلة السكسونية.
    Mavi denizin kumsalında... Open Subtitles على شاطئ البحر الأزرق
    Jane ve ben gün boyu Turks ve Caicos kumsallarında baş başa olacağız. Open Subtitles نعم، سيكون سيّئاً أن أتواجدَ مع (جاين) لوحدنا على شاطئ "تركس و كايكوس" طوال اليوم.
    Diyelim ki birisi senden deniz kıyısında bir motele gelmeni istedi. Open Subtitles على فرض أن أحداً دعاك للعيش بنزل على شاطئ البحر
    Buradaki akbabaların nasıl kıyıda biriken vücut parçalarına üşüştüğünü görseydiniz. Open Subtitles إذا كان يمكنك ان ترى جميع النسور التى هناك التي تجمعت على شاطئ البحر لترى هذه الأشلاء المتجمعة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus