"على طول" - Traduction Arabe en Turc

    • boyunca
        
    • kadar
        
    • bütün
        
    • tüm
        
    • yolda
        
    • doğru
        
    • üzerinde
        
    • eşlik
        
    • aşağı
        
    • ucundan
        
    ...şimdi olgun bir kadınım. Ve,bu yol boyunca,bir kaç şey öğrendim. TED وأنا امرأة كبيرة الآن. وقد تعلمت أشياء قليلة على طول الطريق.
    Bu tüm 42.000 mil boyunca onbinlerce etkin volkan bulunmakta. TED على طول كل هذه أميال يوجد آلاف من البراكين النشطة
    Nijerya bir ülke olmadan önce içlerdeki derelerin balıkçıları Lagos lagununa gelmeye başladı ve kıyı boyunca köyler kurdular. TED قبل أن تصبح نيجيريا دولة، بدء الصيادون من الجداول المائية النزول إلى بحيرة لاغوس وأنشأوا القرى على طول الساحل.
    Ve dokunma algılayıcılarına vurduğumda, aşağıya doğru gövdenin dibine kadar bir voltaj gönderdi ve bu da harekete neden oldu. TED أليس كذلك؟ ولذلك عندما أضرب مستقلات اللمس، أرسلت جهداً كهربائياً على طول الطريق حتى نهاية الجذع، والذي تسبب في حركتها.
    bütün yerler ve duraklar inci bir kolye gibi hoş ve düzenli bir şekilde hat boyunca sıralanmıştır TED و كل المحطات و المواقف ستنتظم فيه كاللؤلؤ في سوار ستترتب بشكل جميل و منتظم على طول الخط
    Yırtıcı geyik köpekleri antik nehirler boyunca keyif sürerken akrabaları okyanusa geri dönüp samur benzeri ilk balinalar oldular. TED انتشرت كلاب الغزلان المفترسة على طول الأنهار القديمة، بينما عاد أقاربهم إلى المحيط ليصبحوا أول حيتان تشبه ثعلب الماء.
    Nijer nehri boyunca bunun gibi pek çok köyün üzerinden uçmuş olmalıyım, ve her biri benzersizdi, eşsiz bir dokusu vardı, TED كان يجب أن أطير على ارتفاع من القرى على طول نهر النيجر، وكان كل واحد فريد من نوعه، وله نمط مختلف.
    Alman zırhlıları ise 16 km. ötede İngiliz Kanalı boyunca, Open Subtitles على بُعد عشرة أميال، و على طول ساحل القنال الأنجليزى
    Senin habis klonun, yemekhane koridoru boyunca hapşırıyordu bu sabah. Open Subtitles أقسم أنني سمعت شبيهتك تتخفى على طول الطريق الى المطعم
    Bölge sınırları boyunca yükselen Berlin Duvarı şehri ikiye bölüyordu. Open Subtitles على طول حدود القطاع ارتفع جدار برلين، قاسمًا المدينة لشطرين
    İşte problem bu, boru koridor boyunca küflenmiş ve aşınmış. Open Subtitles إنها فقط مشكلة الأنابيب , إنها متآكلة على طول الرواق
    Yol boyunca bazı şeyler görürsen de, soru sormak yok. Open Subtitles أي شيء قد تشاهده على طول الطريق بدون طرح أسئلة
    Mantar, öldürücü darbeler sonucu sadece kanın olduğu yerde gelişmiş. Burada, omurilik boyunca. Open Subtitles الفطريات تطورت عندما تجمع الدم من أداة القتل هنا على طول الحبل الشوكي
    Şu yolu dümdüz takip et. Görebildiğin mesafenin iki katı kadar Open Subtitles اتجه مباشرةً على طول هذا الطريق بمقدار مرتين على مرمى بصرك
    Bu bütün Amerika'daki ikinci en büyük atık kazasıydı. TED هذا، على طول البلاد، ثاني أكبر مجرى نفايات في أمريكا.
    Dış görünüşleri inanılmaz derecede farklıydı -- ki tüm sosyal hayvanlarda bu böyledir. TED ان مظهرهم يتمايز على طول المراحل العمرية وهذا ما يحدث في الكائنات الاجتماعية
    Ön sezili biriydin ama izlediğin yolda bir yerlerde ruhunu yitirmişsin. Open Subtitles لقد كنت ذو بصيرة ولكن بمكان ما على طول الخط ..
    Bu o okyanus dalgaları üzerinde hareket gibi, hava akımlarıyla kolayca dolaşmasını sağlar. TED وهذا يسمح لها الإنسياب بسهولة من خلال التيارات الهوائية وكأنها تنساب على طول أمواج المحيط.
    Adamın biri kendi giriş müziğine dans ve şarkıyla ringe kadar eşlik ediyordu. TED فكان ذلك الفتى يرقص ويغني دخوله الموسيقي على طول طريقه للحلبة.
    Genlerden bir gurubu, gelişmekte olan embriyonun omurga hücrelerinin aşağı hareketini kontrol eder. Open Subtitles مجموعة من الجينات تتحكم في حركة الخلايا على طول العمود الفقري للجنين المتكون
    Ve inanın bana, Amerika'nın bir ucundan diğerine... şaraba, kadına ve müziğe boğulacaksınız. Open Subtitles و صدقوني ، ستمنون بالنبيذ و النساء و تٌغنى لكم الأغاني على طول الولايات و عرضها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus