Ve altı köşeli yıldızların arasının orta kısmında yarım bir dönüş. | TED | و نجد أيضا نصف دورة على نصف المسافة بين النجوم السداسية. |
yarım milyon ve hasılat maliyetin dört katını aşınca binde bir alacaksın. | Open Subtitles | لقد حصلت لك على نصف مليون زائد واحد فاصلة عشرة من الارباح |
Ben bakmak zorunda bir kızı olan yarım maaşlı bir ordu mensubuyum. | Open Subtitles | أنا كابتن في الجيش على نصف الأجر و لدي إبنة لأنفق عليها |
"Kim kızımın ıslık çalmasına engel olursa... ...krallığımın yarısına sahip olacak ve kızımla evlenecektir." | TED | وقال من يهزم ابنتي بالتصفير سوف يحصل على نصف مملكتي وسوف يتزوجها |
Civardaki kadınların yarısına ilaç sağladığını nasıl bilmezsin? | Open Subtitles | كيف لم يكن لديكَ علم بأنها كانت توزع على نصف النساء بهذا الحي ؟ |
Cihatçı hücresinin yarısını bastınız. | Open Subtitles | إنك قضيت على نصف الخليه الجهاديه فقط |
Cihatçı hücresinin yarısını bastınız. | Open Subtitles | إنك قضيت على نصف الخليه الجهاديه فقط |
Sorunu küçük bir ev yerine iyi bir evin yarısı olarak ifade ettiğinizde, kilit soru hangi yarısının yapılacağı olur. | TED | عند إعادة صياغة المشكلة على نصف منزل جيّد بدلاً من آخر صغير، فالسؤال هو أي نصف نُشيد؟ |
Fakat güneydeki iki adamızın yarısı dalgalar altında kaldı Böyle birşey daha önce hiç olmamıştı. Bu yeni bir durum. | TED | وفي أقصى جزيرتين من جزرنا بالجنوب، كانت لدينا أمواج أتت على نصف الجزيرة، وهذا لم يحدث قط من قبل. |
Colomb Günü konusunda Cuma için yarım gün tatili kaptık. | Open Subtitles | بمناسبة يوم كولومبس ، حصلنا على نصف دوام يوم الجمعة |
Ondan yarım kilo alabilirsen şanlısın ama kendini nakavt etme, tatlım. | Open Subtitles | ستكونين محظوظه لحصولك على نصف باوند زياده.. إفعلي مايحلو لك عزيزتي. |
Ama eğer mil başına 60 sente, Los Angeles'ta yarım milyon daha fazla insana araba paylaştırabilsek ne olurdu? | TED | ولكن ماذا لو كان لأجل 60 سنتا للميل يمكن أن نحصل على نصف مليون شخص اخر تتشارك السيارات في لوس انجليس؟ |
Belki de hiç köşeden dönmeden yarım mil yürüyebileceğim. Düşünsene. | Open Subtitles | استطيع المشيء على نصف ميل وربما من دون وجود منعطف زاوية، تخيل |
Kimse boş yere yarım milyon almayacak. | Open Subtitles | لااحد يستطيع الاستيلاء على نصف مليون وهو منبطحا على جانبه |
Evli olduğumuz için şirketin yarısına sahip. | Open Subtitles | أحاول أن آخذ مال هذه المرأة الغبية. لأننا متزوجان، يحصل على نصف شركتي. |
Eğer ısıtamazlarsa, haşhaşlar içinde kalsın ve diğer haşhaş diliminin tanelerini yaban mersinli çöreğin yarısına serp sonra da iki yarımı da yarıya böl ve ikisini de çöpe at. | Open Subtitles | ان لم يمكنهم تسخينها اذاً ليتركوا نصف البذور ورش الآخر على نصف كعكة توت |
İnsanlar, ilave şekerlerin yarısını bu içeceklerden ve abur cuburdan alıyor, o nedenle şeker yalnızca görünürde saklanıyormuş gibi gelebilir, fakat şahit koruma programındaki kişi gibi, diğer yarısı en az şüpheleneceğiniz yerlerde saklanıyor. | TED | يحصل الناس على نصف السكر الفائض لديهم من هذه المشروبات والحلويات، لذا قد يبدو أن السكر يختبئ في العلن، لكنه وكشخص في برنامج حماية الشهود، فالنصف الآخر مخبأٌ في أكثر المناطق التي لا تتوقعها. |
Her şeyin yarısı benim olmak kaydıyla. Anlıyor musun? | Open Subtitles | و لهذا أنا قد حصلت على نصف كل شيئ، أتفهمني؟ |