| Bize sadece bildiklerini değil, nasıl bildiklerini de açıklamak zorundadırlar ve bu da daha iyi dinleyiciler olmaları gerektiği anlamına gelir. | TED | ليس عليهم فقط أن يفسروا لنا ما يعرفوه و لكن كيف عرفوه و هذا يعني أننا يجب أن يكون أفضل استماعا |
| sadece bu savaşa nasıl katılacaklarına karar vermeliler. | TED | عليهم فقط أن يقرروا ماذا سيفعلوا لنضموا لهذه الحملة. |
| sadece okullara yatırım yapmaları gerektiği için değil ayrıca çocukları çalıştıramadıkları için. | TED | لم يكن عليهم فقط الاستثمار في المدارس، ولكن لم يتمكن هؤلاء الأطفال من العمل في وظائفهم. |
| "sadece kendilerinden istenilen işi yapmaları gerekiyordu." | Open Subtitles | هم عليهم فقط أن ينفّذوا العمل الذي طـُلـّب منهم |
| sadece devlet dairesinde bazı kağıt üzerinde işlemler yapıp onurlu bir Britanyalı olabiliyorlar. | Open Subtitles | عليهم فقط أن يقوموا ببعض الأعمال الورقية في المكتب العام وبعدها يمكنهم أن يصبحوا بريطانيين فخريين، أليس كذلك؟ |
| sadece önceden bir izin alınması gerekiyordu. | Open Subtitles | عليهم فقط أولاً أن يحصلوا على تصريح مسبق |
| Birine gel, onlar sadece Lucas Oil's kupasını almalı ve hepimizi tartışmadan kurtarmalı. | Open Subtitles | بربكم، يجب عليهم فقط أن يعطوننا كأس بطولة لوكاس للنفط وان يحفظوا سمعة البقيه. |
| Yasadışı satıcı değil, sadece bulması zor biri. | Open Subtitles | ليس الغير قانونيين ولكن الصعب العثور عليهم فقط |
| Burada sadece gerekli şeyleri bulundurmaları gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليهم فقط ان يكون هنا متجر للأساسيات |
| Ebeveynler mükemmel olmak değil sadece orada olmak ve sevmek zorundadırlar. | Open Subtitles | ليس على الأباء أن يكونوا مثاليين عليهم فقط أن يكونوا موجودين ، ومحبين |
| Yatırımcılara gitmeye gerek kalmadan sadece insanları harika projelerle heyecanlandırarak bağımsız bir şirket kurdular. | TED | لقد حصلوا على تمويل كامل لشركتهم الناشئة، ولم يكن عليهم أن، كما تعلمون، يدخلوا شركات التمويل أو أي شيء أخر، ما عليهم فقط هو إثارة الناس بمشروعهم الرائع. |
| Yani, bu psikologların karmaşık beyin taramalarına ihtiyacı yokmuş; sadece çiftçilerin IQ'larına bakmaları yeterliymiş ve üstelik IQ testleri yüzlerce yıl önce keşfedildi. | TED | أعني أن هؤلاء العلماء لم يحتاجوا لعمليات مسح دماغ معقدة. كان عليهم فقط قياس معدل ذكاء المزارعين، واختبارات الذكاء موجودة من أكثر من 100 عام |
| Bir beyaz listem vardı ve sadece onayladığım kişiler katılabiliyordu ve mümkün olduğunca sunucuyu denetliyordum, bir şeylerin yanlış gitmediğinden emin olmak için. | TED | كان عندي قائمة قبول، من أوافق عليهم فقط هم من يستطيعون الانضمام، وكنت أراقب الخادم بقدر استطاعتي، فقط للتأكد من عدم حدوث شيء خطأ. |
| Bugünkü Alman ruhu sadece tek bir kişi tarafından fethebilebilir ve yönetilebilir ... | Open Subtitles | هذه الأيام، الألمان يتم إخضاعهم والسيطرة عليهم فقط... |
| Artık sadece kanıtını bulmaları gerekiyordu. | Open Subtitles | الآن عليهم فقط أن يحصلوا على إثبات ذلك |
| sadece normal hissetmek için almaya başladın. | Open Subtitles | .أدمنت عليهم فقط لتحسي أنك على ما يرام |
| sadece şüphe uyandırmak zorundaydılar. O zaman kazanabilirler. | Open Subtitles | كان عليهم فقط طرح الشك ثم سينتصرون. |
| Sen sadece yolu kapatmalıydın. | Open Subtitles | -كان عليك أن تقطع الطريق عليهم فقط |
| - sadece onun gibi olmak istedik, anlıyor musun? | Open Subtitles | -نحن حصلنا عليهم فقط لنكون مثله، حسناً؟ |
| sadece almaları gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليهم فقط ان يأخذوه |