İyi işti, Eric. | Open Subtitles | ذلك عملُ لطيفُ، إيريك. |
İyi işti beyler. | Open Subtitles | عملُ رائع، أيها الرجال. |
Kuzeylilerin dediği gibi, "İş iştir." | Open Subtitles | كما تَقُولُ في المنطقة الشمالية الشرقيةِ، عمل عملُ. |
Üzüntü üzüntüdür, iş iştir. | Open Subtitles | الحزن حزنُ؛ العمل عملُ |
Büyükler ne yapmamız gerektiğini düşünürlerken yapacak işlerimiz var, tamam mı? | Open Subtitles | لذا بينما الشيوخ يَفْهمونَ بإِنَّنا مُفتَرَضون لنَعمَلُ، - نحن ما زِلنا عِنْدَنا عملُ ليَعمَلُ، موافقة؟ |
Yapacak işlerimiz var ve sen şimdiden bizi programın gerisinde bıraktın. | Open Subtitles | لدينا عملُ لنفعله لقد أخرتنا مسبقاً |
Hayatımın çalışması. Portalın iki yönlü çalışması için uğraştım. | Open Subtitles | إنّه عملُ حياتي كيف تجعل البوّابة الزمنيّة في ذهاب وعودة |
Kaçış planım. Hayatımın çalışması. Hatta hayatım. | Open Subtitles | إنّه باب هروبي، عملُ حياتي بحق الجحيم إنّها حياتي، ألا ترين ذلك؟ |
İyi işti, Monk. | Open Subtitles | ذلك عملُ جيدُ، Monk. |
İyi işti. | Open Subtitles | ذلك عملُ جيدُ. |
İyi işti. | Open Subtitles | عملُ جيد |
Vay be, iyi işti, Kim! Sıkısın! | Open Subtitles | رائع، عملُ جيد، (كيم)، قاسٍ |
İyi işti. | Open Subtitles | عملُ رائع |
Maliye işi zor iştir. | Open Subtitles | -هذا يُلهمني، مجال المال عملُ صعب |
İş iştir." | Open Subtitles | العمل عملُ. " |
Yapacak önemli işlerimiz var. | Open Subtitles | عِنْدَنا عملُ مهمُ |
Yapacak işlerimiz var. | Open Subtitles | لدينا عملُ لنفعلهُ |
Sabah önemli işlerimiz var. | Open Subtitles | عملُ هام فى الصباح! |
Bak. İstediğin şeyi yaptım. Hayatımın çalışması, dünyada tek olan şey artık senin. | Open Subtitles | إنظري، لقد فعلتُ ما طلبتيه، إنهُ لكِ عملُ حياتي الوحيد، رجاءً ... |
Hayatımın çalışması. | Open Subtitles | عملُ حياتي كلها |