Mekiğe onunla bir giremeyeceğini fark ettiğinde karısına fırtına döngüleri hakkındaki araştırmasını vermiş. | Open Subtitles | و أعطاها بحثه المعمول على الإضطرابات الجوية عندما أدرك أنه لن يصعد المكوك معها |
Seninle yattığını fark ettiğinde Bay Burkhardt'ın yüzünü görebilseydim keşke. | Open Subtitles | ... "أتمنى لو أني رأيت وجه السيد "بيركهارت . عندما أدرك أنه نام معكِ |
Ve sonra ölmek üzere olduğunu fark edince defibrilatörü hazırlamalarını istedim. | Open Subtitles | وإذًا.. عندما أدرك انه كان يرحل أردتَ منهم إستخدام جهاز الإنعاش |
Bir şeylerin ters gittiğini ve Kennedy'nin öldürüldüğünü fark edince... bir sorun olduğunu anladı. | Open Subtitles | بالطبع عندما أدرك أن شيء خطير حدث .. وكينيدي قد قتل كان يعرف ان هناك مشكلة ربما حتى انه كان أبله |
Adam zehirlemenin işe yaramadığının farkına varınca kızın işini başka bir yolla bitirdi. | Open Subtitles | و عندما أدرك أن السم لم ينجح فأنهى حياتها بطريقة أخرى |
Ne taşıdığının farkına varınca silahları ve kamyonu bir yere attı. Kamyon. | Open Subtitles | عندما أدرك طبيعة ما يحمله تخلص من شاحنة الأسلحة |
Belki de Darrell uzun bir süre hapse gireceğini anlayınca... | Open Subtitles | ربما أن داريل عندما أدرك أنه سيذهب إلى السجن لوقت طويل جدا |
Tom Keen, iş detaylarımı onunla paylaşmayacağımı fark ettiğinde teslim olmak için ısrar ederek bilgi toplayabilmek amacıyla bu tesise girme imkanı buldu. | Open Subtitles | عندما أدرك (توم كين) أننيلنأشاركهتفاصيلعملي ... أصَّر على تسليم نفسه لي حتى يتمكن من دخول هذه المنشأة من الباب الأمامي |
Yani diğer farenin bağışıklık sistemi Dorniya virüsünü fark ettiğinde, ölümle sonuçlanan bir... | Open Subtitles | إذاً عندما أدرك النظام المناعي فيروس (دورنيا) عند الجرذ الآخر... أظهر رد فعلٍ التهابي |
Birleşik Devletlerde Amerikalılar okyanusun her iki tarafında da düşmanları olduğunu fark edince panik yayıldı. | Open Subtitles | الرعب إنتشر في الولايات المتحدة عندما أدرك المواطنون أن أمريكا لديها أعداء في جميع الجهات |
Sonra beni zengin edeceğine söz verdi. Lakin iki önerisinin de bir etkisi olmadığını fark edince seni bana teslim etmeye söz verdi. | Open Subtitles | ثم وعدني أن أصبح ثرياً لكن عندما أدرك أن سبله فاشلة |
Neye sebep olduğunu fark edince korkup gerçeği söylemeye cesaret edemedi. | Open Subtitles | عندما أدرك ما تسبب به كان خائفا ولم يكن لديه الشجاعة لقول الحقيقة |
Bottner, adamın kendinden daha uzun olduğunun farkına varınca bana sorular sormaya başladı. | Open Subtitles | عندما أدرك (بوتنر) بأن الرجل كان أطول منه، هو، بدأ يسألني أسئلة |
Ben olduğumu anlayınca kamerayı bırakıp peşimden koştu. | Open Subtitles | عندما أدرك أنّه كان أنا، أسقط الكاميرا ولاحقني. |
Ailesi hislerimizi anlayınca, toparlanıp eyalet dışına taşındılar. | Open Subtitles | عندما أدرك والديها كيفية شعورنا اتجاه بعضنا البعض أخذوا أغراضهم و نقلوها خارج الولاية |