"عندما تتحدث" - Traduction Arabe en Turc

    • konuştuğun zaman
        
    • konuşurken
        
    • konuştuğunuzda
        
    • konuşman
        
    • konuştuğunda
        
    • konuştuğu zaman
        
    • konuştuğunuz zaman
        
    Onunla kendi soyundan biriymiş gibi konuştuğun zaman seni dinleyecektir. Open Subtitles عندما تتحدث معه كأحد أفراد عشيرته يجب أن يطيع رغباتك
    Bak, gergin olduğunu biliyorum ama onunla konuştuğun zaman sadece kendin ol. Open Subtitles أسمع , اعرف بأنك متوتر لكن عندما تتحدث لها فقط كن على طبيعتك
    Bu kadın konuşurken kimse birşey duymuyor. Open Subtitles لا أحد يسمع شيئاً عندما تتحدث تلك المرأة
    Bu kadın konuşurken kimse birşey duymuyor. Open Subtitles لا أحد يسمع شيئاً عندما تتحدث تلك المرأة
    Şimdi, tehlikeli hayvanlar hakkında konuştuğunuzda, çoğu insan, aslanları veya kaplanları ya da köpek balıklarını düşünebilir. TED الآن، عندما تتحدث عن الحيوانات الخطرة، يفكر معظم الناس بالأسود والنمور وأسماك القرش.
    Baba, biliyor musun, bazen bu tarz konuşman insanları gücendirebilir. Open Subtitles أنت تعلم أبي أحياناً عندما تتحدث هكذا نت تمس كرامة الناس
    Bu rolünü seninle konuşmayarak sen konuştuğunda duymayarak ve gerekirse varlığını reddederek ortaya koyuyor. Open Subtitles هو ينوي تنفيذ ذلك بعدم الحديث إليك متظاهرا بعدم قدرته على سماعك عندما تتحدث و بطريقة أخرى يرفض الإعتراف بوجودك
    Bu şekilde konuştuğu zaman, gözlerini buz kıracağı ile deşmeden nasıl durabiliyorsun? Open Subtitles عندما تتحدث زوجتك من هذا القبيل، كيف يمكنك الحفاظ من طعن لها في العين مع اختيار الجليد؟
    Onunla konuştuğunuz zaman, arkadaşınızı görmeyin. Open Subtitles عندما تتحدث اليها. لا تتوقع ان تكون صديقتك
    Ve Lux ile konuştuğun zaman ona harika biri olacağını ve onu birinci sıraya koyacağını söylerken... Open Subtitles عندما تتحدث مع لوكس كنت ذلك الرجل العظيم وكنت تضعها أولاً
    Her şeyin ayarlandığını öğrendiğime göre geri dönebilirim. Babasıyla konuştuğun zaman, burada kalmasını söyle. Open Subtitles عندما تتحدث إلى والدها اطلب منه أن يبقى هنا
    Bağışçılarla konuştuğun zaman, ekonomiden, iş imkanlarında, toplu konuttan bahset, ve Langston'a laf atma. Open Subtitles عندما تتحدث مع المتبرعين فتكلم عن الاقتصاد والوظائف والإسكان ولا تسئ إلى لانغستون
    konuştuğun zaman bekârları kaçırdığının farkındasın değil mi? Open Subtitles تعرف عندما تتحدث تجبر العزباوات على الانصراف ، حسناً ؟ بالطبع
    İyi. Benimle konuşurken, "efendim" diye hitap et! Open Subtitles حسناً ، عليك بمخاطبتي بسيدي عندما تتحدث إلي
    Öncelikle kendinizle konuşurken rahat olmayı öğrenmelisiniz. Open Subtitles اول شىء يجب أن تشعر بالراحه عندما تتحدث مع نفسك
    Siz birisiyle konuşurken oradaymışım gibi geliyor. Open Subtitles عندما تتحدث لشخص ما أحس أني معكم في نفس المكان
    Başkalarıyla konuşurken göz temasında bulunmalısın. Bunu dene. Hadi bana bir şey söylemeyi dene. Open Subtitles عندما تتحدث مع أحدهم عليك أن تنظر بعينيه حاول أن تقول لي شيئاً ما
    Savaştan önce bile, Yahudiler'le konuştuğunuzda akıbetlerini önceden görmüşlerdi, nasıl olduğunu bilmiyor. Open Subtitles حتى قبل الحرب عندما تتحدث مع اليهود... كانوا يعلمون بنهايتهم لايعلم كيف
    Hatta bizimle konuştuğunuzda kafamızı çeviriyor ve gözlerimizi kırpıyoruz. Open Subtitles حتى إننا ندير رؤوسنا ونغمض عيوننا عندما تتحدث إلينا
    Eskiden benimle böyle konuşman beni huysuzlaştırırdı. Open Subtitles كما تعلم ، عندما تتحدث الي بهذه الطريقه تجعلني اشعر بالعصبيه
    Böyle konuştuğunda Guy Ritchie filminde oynuyormuşsun gibi hissediyorum. Open Subtitles عندما تتحدث بهذا الشكل تبدو كأنك في أحد أفلام جاي ريتشي
    konuştuğu zaman size bildireceğiz. Open Subtitles لا أحد يدخل او يخرج , و ساُعلمك عندما تتحدث
    Ve konuştuğunuz zaman sizi dinlerler çünkü dinlemeyi severler-- bu onlarla ilgilidir. TED عندما تتحدث إليهم فأنهم يستمعون لأنهم يحبون الإستماع -- الأمر يدور حولهم هم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus