Aslında yatmadım. Bu konudan bahsettiğin zaman çok üzülüyorum. | Open Subtitles | ليس حقيقة , انا حزين عندما تتحدث عن ذلك. |
Senin kitabında aşktan bahsettiğin zaman | Open Subtitles | في كتابك, في امتداح الوضع الطبيعي, عندما تتحدث عن الحب, |
- Çünkü kız güzel, akıllı ve sen işten bahsettiğin zaman ne söylediğini anlamak için eve gidince sözlüğe bakması gerekmiyor. | Open Subtitles | لانها جميلة وذكية، و عندما تتحدث عن العمل ليست مضطرة للذهاب للمنزل وتبحث عن الكلمات فى القاموس لتفهم ما تقوله |
Sen bu şekilde konuşunca sana neredeyse inanıyorum. | Open Subtitles | أتعلم، عندما تتحدث عن ذلك أوشك على أن أصدقك |
Kaderden konuşunca gerçek olduğunu anlıyorsun | Open Subtitles | لأن الحكومة هي المشكلة عندما تتحدث عن إيمانها تراها صادقة |
Odanshi'm hakkında konuşurken ayağını denk al. Zira tabağında acı biber bulabilirsin. | Open Subtitles | إحذر لسانك عندما تتحدث عن طبخي ياشيتيقورو , فربما تجد فلفل حار في إنائك |
Arkadaşım hakkında konuşurken ağzından çıkanı kulağın doysun, ağzını yüzünü sikerim. | Open Subtitles | يا إلهي إنتبه لما تقول عندما تتحدث عن صديقي |
Ben sadece... öyle polis gibi konuşunca çok seksi geldi bana. | Open Subtitles | أرى الأمر كم هو مثير عندما تتحدث عن كل شيء ... للشرطي |
Annem hakkında konuşurken kibar bir dil kullanmanı isteyeceğim! | Open Subtitles | وسأطلب منك التحدث بأدب عندما تتحدث عن أمي |
Bıraktığınız miras hakkında konuşurken ... | TED | عندما تتحدث عن الإرث الذي تتركه... |