Ama bir gün bu sorunu çözeceksin ve bunu yaptığında dünyayı değiştireceksin. | Open Subtitles | لكن يوما ما سوف تعرف هذا و عندما تفعل سوف تغير العالم |
Kaçıp gitmek gibi kötü bir alışkanlığı var ayrıca öyle yaptığında benim harika bir popom olduğunu hatırlamakta fayda var. | Open Subtitles | لديها عادة سيئة فى المشئ للخارج بالرغم من ذلك عندما تفعل هذا من الرائع أن تذكرنى أننى لدى مؤخرة جميلة |
Ama yaptığınızda, karşınıza beklediğiniz çıkmıyor. | TED | ولكن عندما تفعل ذلك، لا تحصل على ما تتوقعه. |
Bunu yaparsan, insanın doğasında ortaya çıkan bir şey sana olan nefretini azaltıp saygısını artırır." | Open Subtitles | و عندما تفعل ذلك فأنت تثير شيئا في الطبيعة البشرية يجعل كراهيته لك تقل و احترامه يزيد |
Çünkü yaptığın zaman kendi isteğinle, minnettarlıkla yapacaksın. | Open Subtitles | لأنك عندما تفعل هذا، فستفعل هذا طواعيةً وبإمتنان |
Geldiğinde, amir odasına gelebilir misin lütfen? | Open Subtitles | عندما تفعل,هلا حضرتي إلى مكتب المدير، رجاءً؟ |
Tanrım! Neden bunu yaptığı zaman hep hamileyim? | Open Subtitles | لماذا أكون دائما حبلى عندما تفعل ذلك؟ |
- Bulduğunda da yalnızca bana haber ver. - Güveninizi boşa çıkarmayacağım efendim. | Open Subtitles | ـ عندما تفعل ، قُم بتبليغي ـ لن أخذلك يا سيدي |
- Bunu yapmandan nefret ediyorum. - Hadi ama. | Open Subtitles | ـ أنني أكره عندما تفعل هذا ـ مرحباً، هيّا |
Ve yaptığında, sakladığı her neyse hepsini gözler önüne sereceğiz. | Open Subtitles | و عندما تفعل و سنقوم بمعرفته أياً كان ما تخفيه |
Doğru bir şey yaptığında kendini iyi hissedersin, Yanlış bir şey yaptığında kendini kötü hissedersin. | TED | تشعر بالفخر عندما تفعل شيئاً صائباً ، و تشعر بالضيق عندما تفعل شيئا خاطئا. |
Ve bunu yaptığında, onların hissettiklerini paylaşmak zorunda kalacaksın. | TED | عندما تفعل ذلك, أنت مرغم على ان تشعر كما يشعرون |
ve ona bu tür şeyler yaptığında kendimi nasıl hissettiğimi asla tam olarak söyleyemedim... | Open Subtitles | وأنا لم أخبرها أبداً كيف تجعلني أشعر عندما تفعل ما تفعله |
ve bunu yaptığında hiç şüphem yok.... onu bize değişiklikleri kabul ettrimek için kullanacak. | Open Subtitles | عندما تفعل أنا ليس لدي شك انها ستستخدمها لفرض تغييراتها علينا |
Bunu bir dahaki sefere göğsüne yumruk yemeden yaptığında daha fazla zevk alacaksın. | Open Subtitles | عندما تفعل هذا من دون التعرض للضرب في صدرك, سوف تستمتع أكثر |
Bunu yaptığınızda, inek bir gar doğurur. | TED | عندما تفعل ذلك، تلد البقرة العاديه جنين بقرة غار. |
"ve bunu yaptığınızda muhtemelen bilinci yerinde olmayacak." | Open Subtitles | أو دقيقتين على الأكثر و ستكون على الأغلب غير واعية عندما تفعل ذلك |
Herhangi birşeyi ilk kez yaptığınızda risk her zaman fazladır. | Open Subtitles | المخاطرة عالية، عندما تفعل أي شيء لأول مرة |
Bunu yaparsan akvaryum kirlenir. | Open Subtitles | عندما تفعل هذا سيمتلاء الحوض بالقذاره و القذاره فى دقائق |
Böyle yaptığın zaman gözlerinin üstünde bir baş ağrısı beliriyor mu? | Open Subtitles | انت ايس بالصدفه تصدع عندما تفعل ذلك |
Geldiğinde, her zaman belaya bulaşır. | Open Subtitles | عندما تفعل ذلك، تحلّ المتاعب دوماً. دوماً. لدينا سبب للإعتقاد بأنّها أخذت رهينة. |
Bunu yaptığı zaman ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره عندما تفعل ذلك |
- Bunu yapmandan nefret ediyorum. - O halde dur! | Open Subtitles | أكرهك عندما تفعل ذلك إذاً توقف |
Bunu yapınca, karmaşıklığı, yeni iş karmaşıklığını, komplike hale gelmeden yönetebilirsiniz. | TED | عندما تفعل ذلك بإمكانك إدارة التعقيد، التعقيد الجديد للأعمال التجارية، دون أن تتعقد. |