"عندما لا يكون" - Traduction Arabe en Turc

    • yokken
        
    • olmadığı zaman
        
    • olmadığında
        
    • değilse
        
    • olmadığı halde
        
    • olmadığı zamanlar
        
    • olmayınca
        
    • olmadığı zamanlarda
        
    Oswald evde yokken Marina'yı sorgulamaya bir son vermesi için. Open Subtitles لوقف استجواب مارينا فى البيت عندما لا يكون أوزوالد موجودا
    Neden etrafta başka asiler yokken bana çok daha kibar davranıyorsun? Open Subtitles لماذا أنت دائماً ألطف معي عندما لا يكون حولنا متمردين آخرين؟
    Ben New Orleans'ta bir caz müzisyeniyim ve biri iyi olmadığı zaman anlarım. Open Subtitles انا عازف جاز في نيو اورليانز اعرف منظر الشخص عندما لا يكون بخير
    Eh. annesi göremiyor. Orada olmadığı zaman bile konuşmaya çalıştıklarını gördüm. Open Subtitles والدته لا تستطيع رأيتها تحاول أن تكلمه عندما لا يكون موجوداً
    Bu sayede bir şeylerin iyi olmasını sağlıyoruz, iyi olmadığında bile. TED هكذا يكون الأمر لا بأس به، حتى عندما لا يكون كذلك.
    Senin düğünün değilse kendini banyoya kilitleyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك أن تقفلي على نفسك بالحمام عندما لا يكون هذا يوم زفافك
    Çamur dışında bir şey olmadığı halde seri katilleri ve insan kimliklerini tespit ediyoruz. Open Subtitles نستطيع أن تعقب أثر المجرمين المحترفين و ان نحدد هوية الناس عندما لا يكون هناك شيء متبق منهم إلا الوحل
    Senin yanında olmadığı zamanlar öbür "küçük anne"sinin yanındadır. Open Subtitles على الأرجح هو مع فتاته الأخرى عندما لا يكون معك
    Senin ihtiyar burada yokken konuşmak istedim. Open Subtitles أردت التحدث إليكِ عندما لا يكون والدكِ متواجداً.
    Dudaklarınız yokken, bunu söylemeyi denemeyin. Open Subtitles لا تحاول أن تقول ذلك عندما لا يكون لك أي شفاه.
    Dudakların yokken bunu söyleme. Open Subtitles لا تحاول أن تقول ذلك عندما لا يكون لك أي شفاه.
    Sadece salaklar, hiç gereği yokken patlayıcı kullanır. Open Subtitles الأحمق وحده سيقجر بلدة عندما لا يكون ذلك ضرورياً
    Şu anki durumu açıklayan ve geleceği tanımlayan bir hikâyemiz olmadığı zaman, umut uçup gidiyor. TED عندما لا يكون لدينا قصة تفسّر الحاضر وتصف المستقبل، يتلاشى الأمل.
    Her çeşit şey. Rozet, kimlik, silah. Parası olmadığı zaman bunları verirdi. Open Subtitles شارات, بطاقات تعريف الهوية, مسدسات عندما لا يكون معه مالا يأتى و يتاجر بتلك الأشياء
    O burada olmadığı zaman buraya gelirim. Open Subtitles حسنا,أحب أن أحضر لمكتب السيد بريسبان عندما لا يكون موجود
    Davalının avukatı olmadığı zaman, mahkeme ona bir avukat sağlar. Open Subtitles عندما لا يكون للمتهم محامى فإن المحكة تقوم بتعيين واحد له
    Çünkü senin hiç alt yapın yoktu. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Ortada kural olmadığında böyle oluyor işte. Open Subtitles لأن ليس لديكِ أي أساس ، أتدرين ما الذي أقصده هذا الذي يحدث عندما لا يكون لديك أي قوانين
    Gün içerisinde veya opera olmadığında insanlar buraya gelebiliyor ve manzaranın keyfini çıkarabiliyor ve parktan binaya doğru yolculuklarına devam edebiliyorlar. TED خلال اليوم أو عندما لا يكون هناك أوبرا، يأتي الناس إلى هنا ويستمتعون بالمناظر، ويكملون رحلتهم في الحديقة داخل المبنى.
    Evde olmadığında mükemmel bir adam. Open Subtitles عندما لا يكون بالبيت بيكون الرجل المثالي
    Özellikle de bu senin kararın değilse. Open Subtitles وخصوصاً عندما لا يكون لديك خياراً في هذه المسألة.
    Çünkü basit açıklamalar olmadığı halde kontrolümüz varmış gibi gösterirler. Open Subtitles لأن التفسيرات البسيطة تجعلنا نشعر كأننا لدينا سيطرة عندما لا يكون لدينا
    Yanımda olmadığı zamanlar, onu kendim uydurdum diye düşünüyorum. Open Subtitles عندما لا يكون معي، أعتقد أنه من نسج خيالي.
    Evet, evde pek fazla ailen olmayınca, ...başka bir yerde araman gerekiyor. Open Subtitles أجل عندما لا يكون لديك عائلة كبيرة في المنزل عليك أنت تجدها في مكان آخر
    Ama güven olmadığı zamanlarda bile her zaman inanç var. Open Subtitles ولكن حتى عندما لا يكون هناك ثقة فهناك دائماً إيمان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus