gün batımında araba sürerken tek düşünebildiğim, neredeyse oyunlarım kadar güzel olduğu. | TED | حين أقود عبر طريق عند الغروب كل ما أستطيع التفكير فيه هو إن هذا يكاد أن يكون بجمال ألعابي |
72nci alayın gün batımında desteğe geleceğine söz verdi.. | Open Subtitles | وعدني بدعم من الفرقة الثانية و السبعين عند الغروب غدا |
Yazın, gün batımında güneş tam şurdan batar ve tüm plaj muhteşem görünür. | Open Subtitles | في الصيفِ عند الغروب ، الشاطئ بالكامل يَبْدو مدهشاًً |
Çünkü oraya bayılıyorum. Çok güzel bir yer. Özellikle de günbatımında. | Open Subtitles | لأننى أحب المكان هناك المنظر جميل هناك , خصوصاً عند الغروب |
Acele edin. Günbatımına hazır olsun her şey. | Open Subtitles | استمروا يافتيان لابد أن يكون كل شئ جاهزا عند الغروب |
Hayır, beyaz middilli. Onu gün batımına sürüyorsun. | Open Subtitles | لا انه القزم الابيض الذي سحصلي عليه عند الغروب |
gün batımında, güneşin kırmızısını ve sarısını, artık daha fazla görmek istemiyor musunuz? | Open Subtitles | الأحمر و الأصفر للشمس عند الغروب ألا تريد أن ترى كل ذلك و أكثر؟ |
Yeşil ışık gün batımında olur, şafakta değil. | Open Subtitles | والضوء الأخضر يحدث عند الغروب ليس الشروق |
gün batımında ölüler, mezarlığın kaldırımı boyunca akşam serinliğinde oturmak için ortaya çıktılar. | Open Subtitles | عند الغروب,يأتى الموتى ليجلسوا فى برودة المساء على طول رصيف مشاة المقابر |
Kutsal gün arifesinde çarmıha gerildi ve ölmeden hemen önce gün batımında indirdiler. | Open Subtitles | لقد صلبوه ليلة السبت و أنزلوه عند الغروب قبل أن يموت |
Kutsal gün arifesinde çarmıha gerildi ve ölmeden hemen önce gün batımında indirdiler. | Open Subtitles | لقد صلبوه ليلة السبت و أنزلوه عند الغروب قبل أن يموت |
Ben yapabilirim, ama inanarak, deneyimlerimi katarak. gün batımında rıhtımda buluşalım. | Open Subtitles | قابلنى عند الغروب - لا أصدق أننى سأتنازل عن تجربتى - |
Gideceğim ve ilaç alacağım. Dönerim. gün batımında dönerim. | Open Subtitles | سأذهب لإحضار الدواء و سأرجع سأعود عند الغروب |
gün batımında kaktüsler insanın gözüne sarılmak isteyen insanlar gibi gözüküyorlar. | Open Subtitles | عند الغروب, يبدو نبات الصبار كأشخاص تبحث عن الأحضان |
Çünkü gün batımında tekrar hareket etmeleri mümkün. | Open Subtitles | لأنهم سينهضون مجددًا عند الغروب ويعاودوا التحرّك |
gün batımında gemilerin orada bulunmasının tehlikeli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لأنها خطرة على القوارب عند الغروب |
Her akşam gün batımında bir şişe şarapla gondola binip Büyük Kanal'da sürüklendik. | Open Subtitles | - مثل اللوحة كل ليلة عند الغروب نجلس في قارب البحيرة مع زجاجة من النبيذ ونطوف حول القناة الكبيرة |
Bütün günü yeraltında geçirir ve sadece gün batımında ortaya çıkar. | Open Subtitles | إنهم يقضون نهارهم تحت الأرض... و يظهرون فقط عند الغروب... . |
Bu akşam günbatımında, vadinin diğer ucunda buluşalım. | Open Subtitles | الأخرون يحاولون تحريرهم سنتقابل عند الجانب البعيد من الوادى الليله عند الغروب |
Atrium çatısı günbatımında kapanıyor ve panjurlar 40 saniyeden fazla açık kalırsa, alarm çalışmaya başlıyor. | Open Subtitles | ويتم إغلاق المركز عند الغروب وإن ظل الشيش مفتوحا مدة 40 ثانية تنطلق صفارات الإنذار |
Limanı hiç günbatımında gördün mü? | Open Subtitles | هل سبق ورأيتي بيرل هاربور عند الغروب بالطبع |
Günbatımına Foothills'de olalım,çavuş. | Open Subtitles | -سيرجنت يجب ان نصل الى (فوت هلز) عند الغروب |
Senin o kızla aynı arabada olman onun da arabayı gün batımına doğru sürmesi gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | اليس من المفروض ان تكون فى هذه السيارة مع الفتاه عنما ترحل عند الغروب |