Bir noktada, böyle bir topun sıcaklığı nükleer füzyon için yeterli duruma geldi. | TED | عند نقطة ما، كان قلب الكرة أصبح ساخناً بالقدر الكافي لحدوث الاندماج النووي. |
Tamam ama bir noktada kendini buna değer düşüneceksin, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا , لكن عند نقطة ما ستشعر بالجدارة , صحيح ؟ |
Yani, bilirsin, eğer kumaşı kesersen, Belirli bir noktada geçmiş sona erer. | Open Subtitles | حسنٌ، كما تعلمين، إنْ قُطِع النول، فإنّ التاريخ ينتهي عند نقطة معيّنة. |
Bildiğim kadarıyla Parkinson yıllar içinde yavaş yavaş oluşan bir hastalık , yani belirli bir noktadan sonra belirtileri görülüyor. | TED | اعتقد نوع من الشلل الرعاش الذي يزحف على مر السنين ، ولكن عند نقطة معينة عند بدء رؤية الأعراض. |
Senin yaşına daha çabuk erişebilmesi için, belli bir noktadan sonra yaşlanma süreci hızlandırılabilir şekilde tasarlanmış. | Open Subtitles | صُمِّم كي عند نقطة محددة، تستطيع عملية شيخوخته التسارع لبلوغ عمرك بشكل أسرع. |
Galiba Doğu Alman kontrol noktasına geldik. | Open Subtitles | أعتقد اننا عند نقطة تفتيش ألمانيا الشرقية |
Bizim giriş noktamızda ne işiniz var? | Open Subtitles | ماذا تفعلان عند نقطة مدخلنا؟ |
Ama bir yerden sonra büyüdü ve kendine özgü bir adam oldu. | Open Subtitles | لكن عند نقطة معينة عليه أن ينضج ويصير الرّجل الذي يُقرّره هو |
Seni Randevu noktasında alacağım, ve düğün yolunda gideceğiz. | Open Subtitles | سأقلك عند نقطة المتفقة بيننا وسنصبح في طريقنا المرح |
Olabilir. Bunun bir önemi yok. Bir noktada seçim yapman gerekiyor. | Open Subtitles | ربّما، هذا لا يهم، عند نقطة ما يجب ان تتخذ قرار |
Onlar orada o çivide asılı dururlar, hiç kimse onlara dokunmaz, ama bir gün bir noktada... tamamen sessizliğin içinde, birden yere düşerler. | Open Subtitles | إنهم معلقون هناك على ذلك المسمار ولم يلمسهم أحد ولكن عند نقطة معينة يسقطون فى صمت تام |
Bir noktada... bir çeşit uyuşturucu olayına girdiniz değil mi? | Open Subtitles | عند نقطة ما تورطتى فى الإدمان، أليس كذلك؟ |
Bir noktada... bir çeşit uyuşturucu olayına girdiniz değil mi? | Open Subtitles | عند نقطة ما تورطتى فى الإدمان، أليس كذلك؟ |
Tek noktada 2,400'ün üzerinde hasta varmış. | Open Subtitles | كما تعلمون، فإنه من الصعب أن نعتقد أن هناك تستخدم ليكون أكثر من 2400 مريض هنا عند نقطة واحدة. |
Sanırım belli noktada ateş sönüyor. | Open Subtitles | لكنى أعتقد أنه عند نقطة معينة ، تنفجر الأمور |
Bir noktada, o at duracak ve tahıl yiyecek. | Open Subtitles | عند نقطة ما، أن الحصان يجري إلى أن تتوقف عن تناول الطعام وبعض الحبوب. |
Demek ki bir noktada bu teknede bulunmuş. | Open Subtitles | هذا يعني لابد أنها كانت على القارب عند نقطة ما |
Fakat bu noktada, uyum sağlama yeteneğimiz varlığımızı tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | لكن عند نقطة معينة، هذا يشكل تهديداً حقيقياً لوجودنا |
Sorun şu, belli bir noktadan sonra bar'ın bir tercih meselesi olmadığına karar veriyorsun. | Open Subtitles | والأمر ، عند نقطة معينة ، أنت فقط تُقرّرُ ذلك الحانة لَيستْ خياراً. |
Sorun şu, belli bir noktadan sonra bar'ın bir tercih meselesi olmadığına karar veriyorsun. | Open Subtitles | والأمر ، عند نقطة معينة ، أنت فقط تُقرّرُ ذلك الحانة لَيستْ خياراً. |
Bir noktadan sonra, intikam alma sevdası bitmeli. | Open Subtitles | عند نقطة معينة لابد وأن يتجاوز ذلك القصاص |
Günün sonuna doğru topla 38 kişi randevu noktasına geldi. | Open Subtitles | ثمانية وثلاثين ظهر عند نقطة اللقاء المقرّرة ذلك اليوم |
Bizim giriş noktamızda ne işiniz var? | Open Subtitles | ماذا تفعلان عند نقطة مدخلنا؟ |
Gerçek bir esrarkeş bi yerden sonra abur cuburu keser derler. | Open Subtitles | يقولون أن السطلة الحقيقية تتوقف على تناول مانشيز عند نقطة محددة أقصد السطلة الحقيقية |
Randevu noktasında emirleri bekleyeceğim. Gitmem gerek. | Open Subtitles | سأنتظر الأوامر عند نقطة اللقاء عليّ الذهاب |