Hayatını kurtardığımızdan dolayı, bize bir iyilik yap... ve bir daha ki sefere nefes almayı bir başka şehirde kes? | Open Subtitles | حسنا , منذ ان انقذنا حياتك اتستطيع ان تفعل بنا معروفا وتتوقف عن التنفس فى مدينة اخرى المرة القادمة ؟ |
onu orada öylece bırakmazsın, ta ki nefes almayı bırakana kadar. | Open Subtitles | فانه ليس بامكانك أن تتركه هكذا مستلقيا و هو مشلول الى أن يتوقف عن التنفس |
Tam aksine, insanlar için, kimse farkına varmaksızın, nefes almayı bırakmak çok normaldir. | Open Subtitles | على العكس من ذلك , انه أمر طبيعي جدا بالنسبة للبشر أن يتوقفوا عن التنفس دون أن يلاحظ أحدٌ ذلك |
O zaman kalbin duracak ve nefes alamayacaksın ama hayır, suratını o hale sokmana gerek yok, çünkü kalbini yeniden başlatıp bir tüp takarak vücuduna hava vereceğiz ve seni hemen ameliyathaneye götüreceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | , قد تذهب إلى قلبك و ستنهار و قلبك سيتوقف و ستتوقف عن التنفس لا داعي للنظر هكذا لأننا سنعيد تشغيل قلبك |
Sana ödedikleri maaş için o kadar benzin solumaz gerekmez. | Open Subtitles | بإمكانك التوقف عن التنفس ! بسبب ما يدفعونه لك |
"eğer nefes alması durursa yapmak zorundasınız." | Open Subtitles | إن انغلقت حنجرتها، وتوقفت عن التنفس |
nefes almıyor musunuz? | Open Subtitles | انك لم تتوقف عن التنفس .. أليس كذلك؟ |
Lütfen! Lütfen beni çıkar! nefes alamıyorum! | Open Subtitles | أرجوك, أرجوك, دعني أخرج, أعجز عن التنفس |
Çünkü, ister inanın ister inanmayın, bu odadaki herkes nefes almayı bırakacak, soğuyacak ve ölecek. | Open Subtitles | لأنه، و صدقوا أو لا تصدقوا كل واحد مننا في هذه الغرفة سيتوقف عن التنفس في يوم ما، سيبرد و يموت |
Babam gizemli bir yetenek olduğunu söylüyor ve nefes almayı bırakmayı kafama koyduğum gün benim sonum olacakmış. | Open Subtitles | أبي يقول انها موهبة سوداء واليوم خطر بفكري أن التوقف عن التنفس سيكون الأخير |
Dün gece nefes almayı kestiğinde, seni uyandırdı. | Open Subtitles | لقد ايقظتك عندما توقفت عن التنفس البارحة |
Fakat ben onu sevmeyi bırakınca o da nefes almayı bıraktı. | Open Subtitles | وعندما قل حبي لها أو توقف توقفت هي عن التنفس لأني كتمت أنفاسها و الآن أنا مثلك في السجن |
İşe gitmeyi bıraktılar nefes almayı, konuşmayı ve yemeyi bıraktılar. | Open Subtitles | توقفزا عن الذهاب إلى العمل توقفوا عن التنفس الكلام |
Göbek bağın boynunu sarmıştı, ve nefes almayı kesmiştin. | Open Subtitles | الحبل السري التف حول رقبتك و توقفت عن التنفس |
Birincisi uyurken bir şekilde nefes almayı bırakması. | Open Subtitles | أحدهما الطريقة التي يتوقف فيها عن التنفس عندما يكون نائما ً |
O zaman kalbin duracak ve nefes alamayacaksın ama hayır, suratını o hale sokmana gerek yok, çünkü kalbini yeniden başlatıp bir tüp takarak vücuduna hava vereceğiz ve seni hemen ameliyathaneye götüreceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | , قد تذهب إلى قلبك و ستنهار و قلبك سيتوقف و ستتوقف عن التنفس لا داعي للنظر هكذا لأننا سنعيد تشغيل قلبك |
Sana ödedikleri maaş için o kadar benzin solumaz gerekmez. | Open Subtitles | بإمكانك التوقف عن التنفس ! بسبب ما يدفعونه لك |
nefes alması durdu. | Open Subtitles | توقف عن التنفس. |
nefes almıyor diye bağırmaya başladı karım. | Open Subtitles | زوجتى كانت تصرخ بأنه توقف عن التنفس |
Sanırım o yüzden nefes alamıyorum. | Open Subtitles | وأظن أنني عاجزة عن التنفس لهذا السبب |