Öyle ki inFORM'u kullanarak nesnelere ekrandan erişebilir ve uzaktan manipüle edebilirsiniz. | TED | ولذلك فباستخدام البرمجية المعلوماتية نستطيع الوصول من الشاشة والتلاعب بالأشياء عن بعد. |
Bu buluş her ev ve iş yerindeki prizlerde otomosyon ve uzaktan kontrole izin vererek global enerji tüketimini azaltacak. | TED | سيقلل هذا الإختراع من إستهلاك الطاقة عالمياً بالسماح بالتحكم عن بعد والتشغيل الآلي لكل مقبس في كل بيت ومكان عمل. |
Bugün sizle burada konuşurken, Kenya Hapishane Servisi kapsamında 63 tutuklu ve personel uzaktan öğrenme ile Londra Üniversitesi'nde hukuk okuyorlar. | TED | وبينما أتحدث إليكم اليوم، هناك 63 سجين وموظف في دائرة السجون الكينية يدرسون القانون في جامعة لندن عبر التعلم عن بعد. |
Bir bilgisayarın yakınında bile olsa, uzak bir yere bilgi gönderebiliyor. | Open Subtitles | يبدوا وأنه يحتاج ليكون بمنطقه مجاوره للكمبيوتر, ويرسل المعلومات عن بعد. |
Milyarlarca kilometre öteden bir gezegeni yok edecek, hiç görmediği milyarlarca insanı öldürecek bir tuş. | Open Subtitles | كبسة زر لتدمير الكوكب عن بعد لقتل اناس لم يسبق لك معرفتهم |
Bedava uzaktan kumandalı araba alacağım... ki sadece birazcık oynadıktan sonra. | Open Subtitles | أحصل على سيارة تحكم عن بعد مجانية والتي كنت سأمنحك إياها |
Bu, nükleer güç hizmetini uzaktan kumanda edebilen, donanım ve yazılımın bir birleşimidir. | Open Subtitles | إنه مزيج من البرامج والقطع الالكترونية يمكنها التحكم في المفاعلات النووية عن بعد |
Daha çok bir sığınıkta yaşayıp insanları uzaktan kumandayla öldürmek istemediğim için. | Open Subtitles | في الغالب لم أرد العيش في مخبئ وأقتل الناس بجهاز عن بعد |
Devletlerin sivilleri uzaktan kumandayla öldürmemeleri gerektiğine beni ikna etmene lüzum yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لإقناعي ان الحكومة لا يجب ان تقتل المواطنين عن بعد |
Daha çok bir sığınıkta yaşayıp insanları uzaktan kumandayla öldürmek istemediğim için. | Open Subtitles | في الغالب لم أرد العيش في مخبئ وأقتل الناس بجهاز عن بعد |
Dediğine göre bu nişancı uzaktan kontrol edilen bir sistem kullanıyor. | Open Subtitles | لقد أشرت أن هذا الرامي يُستخدم قاعدة إطلاق نار عن بعد. |
Ama kritik biçimde bunun için uzaktan ürkünç eyleme gerek yoktu. | Open Subtitles | ولكن، بشكل حاسم، هذا لا يتطلب أي عمل شبحي عن بعد. |
Sistemimiz tüm düşman Evo aktivitelerini uzaktan tespit edebilme özelliğine sahip. | Open Subtitles | بل وإن نظام تعقبنا بوسعه عرض كلّ المتطوّرين العدائيين عن بعد |
Tabiri caizse güzellik, doğanın uzaktan müdahele etmesidir. | TED | الجمال هي طريقة الطبيعة للتحرك عن بعد إذا جاز لي التعبير. |
Robotları yeni bir uzaktan oynama teknolojisi olarak düşünmeyi seviyorlar. | TED | انهم يحبون فكرة التفكير في الروبوتات كنوع جديد من تكنولوجيا اللعب عن بعد |
Bunlar, kablosuz olarak taşınabilir cihazlarınıza bilgi aktaracak, ve böylece istediğiniz yere gidip aynı zamanda uzaktan takip edilebileceksiniz. | TED | بل سيتم تمرينهم لاسلكيا بتوصيلهم عبر أجهزتك النقالة، حتى تتمكن من التحرك و التحكم عن بعد. |
Dışarıda bir alıcı var ki bu da bir uzak patlatıcı var demek. | Open Subtitles | هناك جهاز استقبال في الخارج، مما يعني أن هنالك جهاز تفجير عن بعد. |
Koreografi uzak mesafeden fiziksel olarak öğretilebilir ve Michael Jordan'ın ünlü atışları fiziksel olarak tekrarlanabilir. | TED | وبالتالي يمكن تعليم الرقص عن بعد ويمكن إعادة تمثيل رمية مايكل جوردان الشهيرة مرارا وتكرارا كحقيقة مادية. |
Amerikan akbabası, 15 kilometre öteden bile koku alabilir. | Open Subtitles | النسر الرومي الذي يشم الروائح عن بعد 15 كلم. |
Çocuklarına daha yakın olmak için Batı Yakası'na taşınmaya karar vermişti ve Uzun mesafeli bir ilişki de istemiyordu. | TED | قررت الانتقال إلى الساحل الغربي لتكون قريبة من أولادها، ولم ترغب في علاقة عن بعد. |
Bu sayede yunuslar belli bir uzaklıktan vızıldayarak birbirlerini gıdıklayabilirler. | TED | لذا يمكن للدلافين أن تصدر أزيزاً وطنيناً عن بعد |