"عن مكان" - Traduction Arabe en Turc

• bir yer
• nerede olduğunu
• nerede olduğuna
• yeri hakkında
• yer hakkında
• nereye
• yerle ilgili
• yere
• in yerini
• nerede olduğu
• yeriyle ilgili
• bir yeri
• ilgili bir
• nerede diye
• bi yer

Öğle yemeği zamanıydı ve yemek yiyecek bir yer arıyorduk.
قد كان وقت العشاء, وبدأنا البحث عن مكان لنأكل فيه.

Hareket kabiliyeti kazanır kazanmaz sana doğru düzgün tedavi göreceğin bir yer bulacağız.
حينما يتم نقلك إبحثى عن مكان يكون الأطباء فيه قد تعلموا الطب بحق

Neden o zaman babam kalacak yeni bir yer arıyor.
إذن لمَ يبحث أبي عن مكان آخر لنا لنعيش فيه؟

Ama her gün kızımın nerede olduğunu soran da senin oğlun!
لكن ابنك هو الذى كان يسأل كل يوم عن مكان ابنتي

nerede olduğunu bana mesaj atman bir bakıma yardımcı oldu.
لقد ساعدني نوعاً ما أنكِ أرسلتي لي عن مكان تواجدك

Pekâlâ, nişancının nerede olduğuna dair bir fikrin var mı öğrenmeliyim.
حسناً، أريد أن أعرف إذا كنتِ تملكين فكرة عن مكان القناص.

Ona benzeseydim, takılacak bir yer bulmak benim için hiç sorun olmazdı.
إن كنت أشبهها ما كانت ستواجهني معضلة في البحث عن مكان للمبيت

Biraz sonra şeytan annenden çıktığında kalmak için yeni bir yer arayacak.
حالما يترك الكائن الشيطاني هذا أمكِ سيبحث عن مكان أخر ليجلس فيه

Kasabaya ulaştığın zaman, kendine rahat bir yer bul iyi bir yatağı olsun.
عندما تصلين للبلدة ابحثي لكِ عن .. مكان مريح أعني ، فراش مريح

Güvenli bir yer bul. Bodrum falan, yeraltında olsun da.
ابحثي عن مكان تختبئين فيه القبو ، أو تحت الارض

Adam yaralı, polisler peşinde ve gidecek bir yer arıyor.
هو مُصاب، والشرطة تسعى خلفه، ويبحث عن مكان للذهاب إليه.

Yaşamak için yeni bir yer aramaya başlasan iyi olur.
من الأفضل لك أن تبحث عن مكان جديد لتعيش فيه

Paranın nerede olduğunu sorar ve hâlâ yaşıyorsam Langmore ailesinin çaldığını söylerim.
وسيسألني عن مكان المال إذا كنت حياً سأخبره أن ال لانجمور سرقوه

Çünkü kimin ne zaman nerede olduğunu tam olarak doğru söylemezsen bu seni cinayete yataklık yaptığın anlamına gelecek.
لكن التفاصيل مهمة الآن لأنك لو لم تخبرني الحقيقة كاملة عن مكان تواجدك والوقت الذي جعلك شريكاً في الجريمة

ve oyunun nerede olduğunu söyleyerek başlıyor, makaleyi okuduktan sonra gitmek istersiniz diye -- yerini, saatini, websitesini.
وهي تبدأ بمعلومات عن مكان المسرح وكيف يمكن ان تذهب اليه بعد ان تقرأ الخبر حيث ترى المواعيد والموقع

Altın madenini aldıktan sonra jeologlar altının nerede olduğunu bir türlü bulamazlar.
يقوم هو بإدارة منجم الذهب، و من يعمل معه من الجيولوجيين لم يتمكنوا من إخباره عن مكان الذهب.

Dedektif Martin'in Cody'nin nerede olduğuna dair çocuğu kaçırandan yardım isteyişini dinledik.
ذلك كان المحقق دانيل مارتن ونداءه حول اي معلومات عن مكان كودي مارتن

Dinleyin, o çocuğun yeri hakkında bilgim var sanırım.
نعم , إسمع , لدى بعض المعلومات عن مكان وجود طفلك

Bir vekil aracılığıyla, teröristlere sinir gazının saklandığı yer hakkında bilgi sızdırdım.
من خلال بوكسي، قمت بتسريب معلومات للإرهابيين عن مكان غاز الأعصاب

Ama ondan sonra nereye gideceğinle ilgili bir şey demedim.
لكنني لم أقل آي شيء عن مكان ذهابك فيما بعد

Anneni tuttuğu yerle ilgili söyleyebileceğin herşeyin yardımı olur.
نريد معرفه أي شيء يمكنك إخبارنا به عن مكان أمك

Öyle görünüyor ki, mutfağı olan bir yere taşınmam lazım.
حسناً , يبدو أننى سأنتقل وأبحث عن مكان به مطبخ

Eğer dediklerini yapmazsam bu adamlara Trent'in yerini söyleyeceğini söyledi.
وأخبرني أنه لو لم أفعل كل ما يأمرني به سيخبر هؤلاء الأشخاص عن مكان إختباء ترينت

En yakın büfenin nerede olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.
ليس لدي أي فكرة عن مكان أقرب مخزن للمواد الغذائية.

Yani şimdi Georgina'nın yeriyle ilgili tek bildiğimiz şey St. Barts'ta olduğu mu?
(الشيء الوحيد الذي نعرفه عن مكان تواجد (جورجينا أنها في (سانت بارت )؟

Sabit bir yeri daha önce hiç savunmadım. Bambaşka bir olaydır.
لم أدافع أبداً عن مكان مُحدد , الأمر كله مختلف

Kanayan Taş nerede diye sorduğumda, benden şüphelendi.
لقد بدأ يرتاب حين سألت عن مكان ألحجر ألدامي

Bu gece zenci kıçımızı yayıp yatmak için bi yer arıyoz.
نبحث عن مكان لمبيت المؤخرات السوداء الليله