| bunun yerine bir Alman Protestan'ına tahttaki yerini aldırmak için Katolik Kraliçemizi öldürmeyi onaylıyor. | Open Subtitles | عوض ذلك, وافق على قتل ملكتنا الكاثوليكية. للسماح لبروتستانية ألمانية لتأخذ مكانها على العرش. |
| Ancak bunun yerine paranoyak duygulara kapılarak ikimizi de kaybedeceğinden korktun. | Open Subtitles | لكن عوض ذلك خيَّل لك جنون ارتيابك أنّك ستخسر كلينا. |
| bunun yerine 900 koca yılı başarısızlıkla sonuçlandırdın. | Open Subtitles | لإصلاح مشاكل هذه الأسرة، إلّا أنّك عوض ذلك أمضيت 9 قرون من الفشل. |
| Ve sanat okuluna kabul edildim ama Onun yerine askere gidiyorum. | Open Subtitles | وقُبلتُ في مدرسة الفنون. ولكنني أُدرجت في قائمة الجيش عوض ذلك. |
| Ama Onun yerine ilişkimi pek inanmadığım bir tür mite dönüştürdüm. | TED | ولكن الذي قمت به عوض ذلك هو تحويل علاقتي إلى نوع من الأسطورة التي لا أؤمن بها جدا. |
| Onun yerine zamanlamanın öncesinde yanlış giden bir soygun gibi göstererek öldürdü. | Open Subtitles | عوض ذلك, قتله قبل الموعد المحدد, و جعلها تبدو كسرقة خاطئة |
| Çocuklarımızı güçlü kılmak istedik fakat bunun yerine hepinizi lanetledik. | Open Subtitles | حاولنا جعلكم يا أبنائي أقوياء، إلّا أنّنا عوض ذلك لعنّاكم أجمعين. |
| Belki de bunun yerine seni eğitmemle ilgilenirsin, ha? | Open Subtitles | لعلّي أسترعي اهتمامك بتعليمك دروساً عوض ذلك |
| bunun yerine, onu dönüştürdün.. ..ve tüm köyünü yakması için etki altına almıştın. | Open Subtitles | عوض ذلك حوّلته ثم جعلته يحرق قريته عن بكرة أبيها. |
| Ama bunun yerine topluluk "Hey, veriler sizsiniz. Birçok evsiz aileyi hırpalıyorsunuz. | TED | ولكن إذا ما قالت الساكنة عوض ذلك: "إن بياناتكم تُظهر أنكم تضربون الكثير من المشردين. |
| bunun yerine bana bazı şeyleri öğretmeye çalışır, ki çok çok daha kötüye gider. | Open Subtitles | "لذا يحاول تعليمي أموراً عوض ذلك والذي يجري عادةً بشكل أسوأ بكثير" |
| bunun yerine, bu beceriksizliği hayatının bir köşesine koyacaksın. | Open Subtitles | عوض ذلك ستواصل حياتك الفاشلة التعيسة. |
| bunun yerine Marcel seni kanla besledi. Ben zincirdeki büyüyü kaldırdım. | Open Subtitles | عوض ذلك أطعمك (مارسل) دمًا، واستثنيتُ السلاسل من التعويذة. |
| Onu ortaya çıkardığımız an sizi öldürürdüm ama şimdi Onun yerine yanmanızı izlemem gerekecek. | Open Subtitles | كنت سأقتلكما بمجرّد أن نستخرجه لكنّي الآن سأراقبكما تحترقان عوض ذلك |
| Ama Onun yerine Birlik'e girmek için takasladın. | Open Subtitles | لكن عوض ذلك قايضته مقابل التحاقك بالاتّحاد. |
| Onun yerine onları çalmaya başladı. Bu da çocuğun çok daha büyük bir tehlikede olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | بدأت تخطفهم عوض ذلك ما يعني أنّ ذلك الطفل في خطر محدق |
| Onun yerine sadece bir kişiyi tanıdığın bir ülkeye geliyorsun ekibime katılıyorsun, tüm testlerimizi falan geçiyorsun. | Open Subtitles | كلّا، عوض ذلك جئت لدولة لا تعرف فيها إلّا شخصًا واحدًا التحقت بمنظمتي ونجحت في كل اختباراتنا وكل ذلك |
| Bence Onun yerine, buraya bağırsak onarımı uygulasak saha iyi olur. | Open Subtitles | كلا ، عوض ذلك ، أعتقد أنه حري بنا أن نصلح الأمعاء حالا |
| Onun yerine bana hiçbir zaman unutmadığım bir şey söyledin. | Open Subtitles | عوض ذلك قلت لي شيئاً لم أنساهُ قطّ |
| Onun birlikte gitmemi teklif etti. Ama burada kalmayı tercih ettim. | Open Subtitles | طلبت مني الرحيل معها، لكنّي عوض ذلك جئتك. |