Ama gitmeden önce... bana anlatacağın bir şey var mı? | Open Subtitles | أردتُ مَسْكك قبل الصنفِ. عِنْدَكَ شيءُ تُريدُ إخْباري؟ |
Bende sizin istediğiniz, sizde de benim istediğim bir şey var. | Open Subtitles | عِنْدي شيءُ تُريدُ، وأنت عِنْدَكَ شيءُ أُريدُ. |
Söyleyeceğin bir şey varsa, bunu ben de pekâlâ söyleyebilirim. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ شيءُ لقَول، أنا قَدْ أَقُولُ شيءَ أيضاً. |
Az önce bana göstereceğin bir şey olduğunu mu söylemiştin? | Open Subtitles | قُلتَ بأنّك كَانَ عِنْدَكَ شيءُ لتَشويفي. |
bir şey söylemek istediğin çok belli. | Open Subtitles | دي، عِنْدَكَ شيءُ أنت بشكل واضح أردْ القَول. |
bir şey söylemek istiyorsan, kendin söyle. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ شيءُ للقَول إليها، يَقُولُه نفسك. |
Bana söylemek istediğin bir şey mi vardı? | Open Subtitles | هل عِنْدَكَ شيءُ تريدي اخباري بة؟ |
Sende bana ait olan bir şey var, Shaw. | Open Subtitles | أَعتقدُ بأنّك عِنْدَكَ شيءُ "لي ، ياسّيد "شو |
Farklı bir bakış açısıyla bakarsak, yedi ay içinde öyle bir şey gelecek ki onu şimdiye kadar çıktığın bütün erkeklerden daha çok seveceksin. | Open Subtitles | من الناحية الأخرى، في سبعة شهورِ أنت سَيكونُ عِنْدَكَ شيءُ. . بأنّك سَتَحبُّ أكثر مِنْ أيّ رجل الذي أنت أَبَداً خَرجتَ معه. |
Aklına takılan bir şey var, çok belli. | Open Subtitles | أنت عِنْدَكَ شيءُ على بالكَ، ذلك واضحُ. |
Göğsünüze bir şey yerleştirilmiş Bay DiMasa. | Open Subtitles | السّيد DiMasa، عِنْدَكَ شيءُ زَرعَ في صدرِكَ. |
Yanağında bir şey var. | Open Subtitles | عِنْدَكَ شيءُ على خدِّكَ. |
Sende ihtiyacım olan bir şey var Powell. | Open Subtitles | "عِنْدَكَ شيءُ أَحتاجه يا "باول |
Seni özel yapan bir şey var. | Open Subtitles | عِنْدَكَ شيءُ خاصُّ عنك |