O biraz kızgın, biraz dargın Kötü bir sevgili misin? | Open Subtitles | هي غاضبه قليله و هي حاله مؤقته انت حبيب محارب؟ |
Gidip annenin hala kızgın olmadığından emin olayım. Sonra sen de gelirsin. | Open Subtitles | سأذهب لأتحدث مع امك واتأكد انها ليست غاضبه بعدها يمكنك ان تأتي |
Sana kızgın olduğunu biliyorum, ama bunu yapmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | اعرف بأنها غاضبه لكن ليس عليك ان تجعل ذلك يحدث |
Sana bunun için mi kızgınım sanıyorsun... o kadın için mi? | Open Subtitles | لهذا السبب كنت تعتقد أنا غاضبه منك .. تلك المرأه ؟ |
Biliyorum, bilmeliydim sevgilim ama bu kadar mı kızdın bana? | Open Subtitles | اعرف أنه كان يجب أن لا أعلم ذلك عزيزتي ولكن هل أنتي غاضبه مني؟ |
affet onu, hile yapmak benim fikrimdi senin fikrindi, bu çok yanlış, bu yüzden bana bu kadar kızgınsın çok iyi biliyordun | Open Subtitles | إعذرها فقد كانت هذه فكرتى كانت فكرتكِ و لكنها كانت خاطئه و هذا هو ما جعلكِ غاضبه منى |
20 dakika önce eyalet başkentinden öfkeli bir telefon geldi. | Open Subtitles | لقد جائتنى مكالمه غاضبه من مجلس الولايه منذ 20 دقيقه. |
Bir kızın burayı bu kadar sinirli terk etmesinin bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | هناك سبب واحد لكى تجعل الفتاه ترحل غاضبه |
- kızgın bir anne vergi dairesini aradı... ve bir büfe satıcısının... dört yaşındaki kızına saat 4'te bir paket sigara sattığını söyledi. | Open Subtitles | ام غاضبه كلّمت قسم فرض الضرائب وادعت ان موظف الوقوف السريع باع لابنتها ذو الاربعة اعوام باكيت من السجائر الساعه 4 |
Umarım tavsiyem geri teptiği için bana hâlâ kızgın değilsindir. | Open Subtitles | أه يا روز أتمنى أن لا تكوني غاضبه مني بسبب نصيحتي التي قدمتها اليوم؟ |
Ben söylerim. Georgia, evine gittiğini Bılly' ye söylediği için Ally'ye kızgın. | Open Subtitles | جورجيا غاضبه لأن آلي أخبرت بيلي بأنها ذهبت لشفتها. |
Renee dostça davranıp Ally'yi kocasından uzak tutmaya çalıştığı için, Georgia'ya kızgın. | Open Subtitles | رينيه غاضبه لأن جورجيا ودودة مع آلي كإجراء وقائي. لم اشك بذلك مطلقا |
Yemin ederim, sana sonsuza kadar kızgın olmak istemiştim. | Open Subtitles | أُقسمُ بأنّني أردتُ ان اكون غاضبه منك للأبد |
Yemin ederim, sana sonsuza kadar kızgın olmak istemiştim. | Open Subtitles | أُقسمُ بأنّني أردتُ ان اكون غاضبه منك للأبد |
Bana ukalalık yapma. Hasta veya değil, sana kızgınım. | Open Subtitles | لا تتذاكى معى, مريض أو غير مريض أنا غاضبه جدا منك |
Bir pula mı kızdın yoksa? Kaç kemiğini kırdın? | Open Subtitles | اللهي، هل كنتي غاضبه في مكان بصمتي فيه |
Biliyorum, bu olaya bir şekilde dahil olduğunu... düşündüğüm için bana hala kızgınsın. | Open Subtitles | و أنا أعلم أنك لا تزالي غاضبه مني لأعتقادي أنك بشكل ما متواطأه في هذا |
- Onlara öfkeli değilim. - Hayır, kesinlikle değilsin. | Open Subtitles | ـ انا لست غاضبه منهم ـ لا انت غاضبه بالتاكيد |
Karımdan çok sinirli bir mesaj aldım. | Open Subtitles | لقد حصلـت على رساله نصيه غاضبه من زوجتـي |
Ona çok kızgındım bu yüzden gerçek gibi geldi bana. | Open Subtitles | لقد كنتُ غاضبه جدّاً منها لهذا شعرتُ بأنه كان حقيقي |
Aman tanrım! sen çok sinirlisin. | Open Subtitles | يا الهى انتى غاضبه جدا |
Sanırım babası öldükten sonra yeniden evlenmeme kızdı | Open Subtitles | اعتقد انها كانت غاضبه لانني تزوجت بعد وفاة والدها |
Ağabeyim Vietnam'da anlamsız bir savaşta ve ben bu yüzden öfkeliyim. | Open Subtitles | اخي ذهب ليحارب في فيتنام في حرب لا جدوي لها و انا غاضبه لهذا |
Neden bana bu kadar kızıyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنتِ غاضبه جداً منى |
üzgün ve kızgınsın bu iyi bir şey çünkü hala insan olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | انتي غاضبه وحزينه وهذا جيد لأنه يعني انك مازلت شخص جيد لكن الان ليس الوقت المناسب للمبالغه بالتفكير |
Şimdide senin için üzgünsün diyebilirim | Open Subtitles | حتى أنا يمكننى القول أنك غاضبه |
kızgındı çünkü ona buraya geleceğimi söylemedim. Hiç mi? | Open Subtitles | انها غاضبه لانني لم اخبرها انني قادم الى هنا |
Ne kadar kızmış olursan ol, kimse kapıyı senin gibi vurup gitmez. | Open Subtitles | لا يهم كم أنتي كنتِ غاضبه كيف يكون هناك ناس يحبونك ثم يحزمون حقائبهم ويغادرون ؟ |