İşsiz bir güvenlik görevlisi için oldukça pahalı bir tekne. | Open Subtitles | إنه قارب غالى الثمن لشخص لم يعد يعمل كحارس آمن. |
Bense pahalı ayakkabılarla işiyorum. | Open Subtitles | لكننى أهتم كثيرا خاصة و أنا أرتدى حذاءً غالى |
Şimdi bak, bu çok, çok pahalı bir soru, evlat, ve bunu ödeyebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | الآن أنظر, هذا سؤال غالى جدا جدا, يا فتى وأنا لا أعتقد أن لديك ما يتطلبه دفع الثمن |
pahalı, zor bulunan bir mal için sipariş aldı ve teslimatta parayı almayı umuyor. | Open Subtitles | لقد أخذ طلباً بمنتج غالى ونادر جداً وهو ينوى أن يكون جيد عن التسليم العرض والطلب |
Ben hep hayal ettik Denize bir görünümü ama çok canım pahalıdır. | Open Subtitles | لكنه غالى جدا حبيبى لا تقلقى , اتفقنا؟ |
Hepsi sağlıklı, genç erkekler ve hepsi de pahalı otel suitlerinde ölmüşler. | Open Subtitles | جميعهم شباب بصحه جيده وماتوا فى جناح فندق غالى الثمن |
Ama ben inşa edilmesi çok pahalı ve imkansız olduğundan yapmaktan vazgeçmiştim. | Open Subtitles | لكنى سأتركه لأنه غالى جداً . مستحيل بناؤه |
Gerçekten pahalı bir şey ısmarla timsah pastırması gibi. | Open Subtitles | اطلبى شيئاً ليس غالى لأى ليس معى نقود كافية |
Gerçekten pahalı bir şey ısmarla timsah pastırması gibi. | Open Subtitles | اطلبى شيئاً ليس غالى لأى ليس معى نقود كافية |
Ya gerçekten pahalı bir şey aldın ya da kız kardeşin bize kalmaya geliyor. | Open Subtitles | اما ان تكونى قد اشتريتِ شىء غالى او شقيقتك قادمة |
Hey, çok fazla kullanma. O şey çok pahalı bir ürün. | Open Subtitles | هاى لا تستخدم الكثير منه ذلك الشئ غالى جداً |
Şampanyalardan pahalı tek şey, arabalar olacak. | Open Subtitles | أقصد ، أنها عن شيء غالى الثمن أكثر من الشمبانيا ، أنها سيارات |
pahalı bir şeye benziyor. O kadar parayı nereden buldun? | Open Subtitles | لابد أن هذا غالى جدا ، من أين حصلت على المال لذلك ؟ |
İki odadan da tek bir pahalı eşya bile çalmamış. | Open Subtitles | هو لم يسرق غرض غالى واحد من اى من هذه الغرف |
Çalışmadan böyle pahalı giysilere nasıl gücün yetiyor? | Open Subtitles | كيف انك لا تعملين وتستطيعين شراء هذا الفستان غالى الثمن؟ |
Bir kız pahalı bir elbise alıp da onu erkeği için giymiyorsa bu hayatının en pahalı hatasıdır. | Open Subtitles | لو ان فتاة اشترت فستاناً غالى الثمن ولم ترتديه لرجلها هذا يكون اكبر خطأ فى حياتها |
Eşarbın markası Hermes. Çok pahalı birşey. | Open Subtitles | الوشاح من متاجر هيرمس إنه غالى الثمن |
Eğer pahalı olduğunu düşünüyorsanız, kirayı düşürebilirim. | Open Subtitles | لو تعتقد انه غالى يمكننى تخفيضة |
Onu kullanmak zorunda, ama pahalıdır. | Open Subtitles | كان يجب أن تحصل عليه , لكنه غالى |
Dikkatli ol, onlar pahalıdır. | Open Subtitles | إحذرى, ذلك غالى |
Sana çiçek alacağım, en pahalısından. | Open Subtitles | سوف اذهب لكى اشترى لك بعض الازهار البعض منهم يكون غالى حقا |