"غداءه" - Traduction Arabe en Turc

    • öğle
        
    • öğlen
        
    Test hastanın öğle yemeğine mal oldu ama sonucu normal, iç kulak sağlam. Open Subtitles لقد خسر المريض غداءه بسبب الفحص لكنّ مستقبلاته الحرارية طبيعية وأذنه الداخلية بخير
    Olvera Sokağında öğle yemeği yiyen bir adam... bir taksi şoförü. Open Subtitles والرجل الذي تناول غداءه في شارع أولفيرا سائق سيارة أجرة
    David öğle yemeğini genelde Café Diplomatico'da yer. Open Subtitles ديفيد يتناول غداءه عادة في مقهى ديبلوماتيكو
    Masalarını ayırt, öğle yemeğini al, sinema biletlerini ayarla! Open Subtitles انظم مواعيده, اجلب غداءه, احجز له بطاقات المسرح
    Onun öğlen yemeği, içki olacak. Open Subtitles شكرا، جو. جو، اعتقد أنك من افضل تذوب جبن قليل على أن سكوتش. هو يكون شرب غداءه.
    Ama şuna baksana, ...kadın adamın tostunun sert kısımlarını kesmiş. Ben çocuğuma öğle yemeği parası bile vermiyorum. Open Subtitles لقد قطعت أطراف خبز شطيرته، ابني لا ينال حتى مصروف غداءه.
    Salı günleri, öğle arasında fizik tedaviye gidiyormuş. Open Subtitles في أيام الثلاثاء، يذهب إلى العلاج الفيزيائية أثناء ساعة غداءه
    Binbaşına öğle yemeğinin neden geciktiğini söylemek zorunda kalmayacağım. Open Subtitles أنا سعيد وأنا لن تكون واحدة من أن نقول لماذا غداءه في وقت متأخر.
    öğle yemeği parasını çalmaya çalışan futbol takımından ahmağın biriyle. Open Subtitles مع أحمقٍ ضخم حاول أن يسرق مال غداءه
    Ama anne, kazanıyorum! Bak, onun öğle yemeği parasını aldım! Open Subtitles -أمي ، أنا أفوز ، أنظري لقد حصلت على مال غداءه
    - ...öğle yemeğinde bir şey olduysa bu neden öldüğünü açıklayabilir. Open Subtitles لتروا إن كان هنالك أي شيء بخصوص غداءه -والذي يمكن أن يفسر سبب قتله
    Birileri bugün öğle yemeği yemeyecek o zaman, değil mi? Open Subtitles ، حسناً، اذن شخصاً ما سيفوت غداءه اليوم
    Hayır, öğle yemeğini odasında yiyor. Open Subtitles لا... إنه يأكل غداءه في المكتب
    Ona öğle yemeği hazırlıyor. Open Subtitles (بورك) قد حزم غداءه من أجل ألم أذكر هذا؟
    Benimle yatıyorsan, öğle yemeği de yiyeceksin. Open Subtitles من يضاجعني، يتناول غداءه معي...
    David genelde öğle yemeğini Café Diplomatico da yapar. Open Subtitles (ديفيد) يتناول غداءه عادةً في مقهى "ديبلوماتيكو"
    - Evet, öğle arasında rastlaştık. Open Subtitles أجل, لقد قابلته و هو يتناول غداءه ماذا!
    öğle tatilindeymiş. Open Subtitles كان في استراحة غداءه
    Henry öğle yemeğini unuttu. Open Subtitles -نسي (هنري) غداءه.
    Freddy kimdir bilmem ama dolaptaki öğlen istikakını ben yedim. Open Subtitles لاأعلم من هو (فريدي) ولكنني أكلتُ غداءه من ثلاجة الطاقم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus