"غرايسن" - Traduction Arabe en Turc

• Grayson
• Graysonlar
• Graysonları

Grayson, yaptığın bıyık Kartopu'nun bıyıklarına yapışmıyor.
غرايسن , الشارب الذي صنعته لايلصق بشعيرات سنوبل

Jules yeni erkek arkadaşı Tom'la yemek yerken geri zekalı kardeşi Grayson'ı yalnız mı bırakacaktım?
جولز على وشك الغداء مع صديقها الجديد, توم وأخوها الأحمق, غرايسن يطارد؟

Biliyorsun, beyin hasarlı Grayson rolü çok incelikli ve çok katmanlıydı ama başardım.
تعلمين, دور غرايسن ذو الاحتياجات الخاصه كان صعب جدا لكنني أديت جيدا

Ona Grayson'ın ağzımdan yılan zehrini emdiğini söylemek için çok mu geç yani?
هل هو متأخر لأخبرها أن غرايسن يمص سمّ أفعى من فمي؟

Grayson, buna ihtiyacım var. Tek umudum sen olabilirsin.
غرايسن, أنا بحاجة هذا ربما تكون أملي الوحيد

Onu ben zihnimde canlandırırım. Grayson'ın sadece iki hareketi var.
فلدى (غرايسن) هاتان الحركتان فقط هنا في الأعلى، و هنا

Sana 2003'te Grayson'ların yeni yıl partisindeki bir fotoğrafımı yolluyorum.
سأرسل لك صورتي في حفل آل (غرايسن) برأس السنة، 2003

Eğer parayı geri çekersem Tyler'ın bir Grayson olma şansını mahvederiz.
إن تراجعت عن استثماري وحطّمت فرصة (تايلر) للانضمام إلى آل (غرايسن)

Charlotte Grayson gibi bir kıza layık bir adam hâline gelmelisin.
عليك أن تتحول إلى الرجل الذي تستحقه فتاة مثل (تشارلوت غرايسن)

Söylemem gerek, sırf beni mahvetmek için kendini Conrad Grayson'a ifşa etmene şaşırdım.
أقرّ بأنني مصدوم من إقبالك على فضح نفسك إلى (كونراد غرايسن) فقط لتدميري

DNA sonuçlarına rağmen Bay Grayson'un, Charlotte'un fonunu kesme niyeti yok.
برغم نتائج التحليل، لا يعتزم السيد (غرايسن) الغاء حساب توفير (تشارلوت).

Jack'i döven o adamı Grayson'lar tutmuşlar. Kaç kendini kurtar.
كلّف آل (غرايسن) ذلك الرجل الذي ضرب (جاك)، انقذي نفسك.

Daniel, seni Grayson Global'ın yeni C.E.O.'su olman için hazırlıyor.
(دانيال)، إنه يعدّك لتكون المدير التنفيذي القادم لشركة (غرايسن غلوبال).

Daniel, Grayson'ların en büyük çocuğuydu ve gayrimeşru malvarlıklarının varisiydi.
كان (دانيال) الابن البكر لآل (غرايسن)، ووريث ثروتهم المكتسبة بالحرام.

Onu Grayson'ların gözünden düşürmem için bir şey bulmanı istiyorum.
أريد منك إيجاد شيء يفيدني لتكذيبه في نظر آل (غرايسن).

Grayson Global'ın yeni yüzü olarak onları yılbaşı gecesinde bekletmek iyi olmaz.
لا يليق بواجهة (غرايسن غلوبال) الجديدة التأخرّ عليهم في عشية رأس السنة

Babanın öldüğü gün Grayson'ı ziyaret eden bir adam vardı.
كان هناك رجل قد زار (غرايسن) صباح يوم ممات والدك.

Söylenene göre Grayson kaçırılmış ve burada gözlerden uzak bir kulübede saklanmıştı.
تفيد المصادر بأن السيدة (غرايسن) كانت مختطفة ومقيدة في هذا الكوخ النائي.

Grayson küvete yüzüstü uzanmış ne yapıyor?
ماذا يفعل غرايسن ووجهه بأسفل الحوض ؟

Grayson Oswald'in tek başına yaptığını düşünüyor.
غرايسن يعتقد أنه اسوالد بتصرفٍ شخصي

Graysonlar gibi arkadaşları olduğu sürece Kingsly günün birinde muhtemelen başkan olacak."
"في وجود أصدقاء بمكانة آل (غرايسن) "قد يصبح (كينغزلي) رئيساً في يوم ما."

Yani bir hamlede hem Jack'i korumayı, hem Daniel'i beraat ettirmeyi hem de Lee'yi kendini korumak için Graysonları satmaya zorlamayı başardın.
إذن بضربة واحدة، تمكنتِ من حماية (جاك) وتبرئة (دانيال) وأجبرتِ (لي) على الوشاية بآل (غرايسن) لإنقاذ نفسه.