Güçleri size ne kadar tuhaf gibi... görünse de tüm hasımlarınızın üstesinden gelebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم أن تتغلبوا على أي منافس كان مهما بدت قواهم غريبة الأطوار لكم |
Az önce o tuhaf kızla hayatımın en garip konuşmasını gerçekleştirdim. | Open Subtitles | لقد حظيت للتو بأغرب مكالمة بحياتي مع هذه الفتاة غريبة الأطوار |
Burası diğer tur arkadaşınızı alacağımız yer biraz garip bir kız. | Open Subtitles | هنا حيث توجد رفيقة رحلتك الآخرى إنها غريبة الأطوار بعض الشىء |
Annem, minik hıyar turşularının hâlâ revaçta olduğu... dönemden kalma garip bir yaratık. | Open Subtitles | إن أمى مخلوقة غريبة الأطوار وهى معتادة على عادات قديمة الأزل ومعقدة للغاية |
Sürtük. Manik, panik bir ucube. Salonun ortasında sarmaş dolaşlar. | Open Subtitles | مجنونة غريبة الأطوار إنه يغازلها في منتضف الحجرة |
Harika, acayip fikirli ve az biraz da tuhaf bir teknoloji dünyası. | TED | عالم من التكنلوجيا الرائعة، غريبة الأطوار والغريبة نوعاً ما. |
Biliyorsun, Julie kızkardeşin biraz tuhaf olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هل تعلمين، قالت لي جوليا إن الأخت غريبة الأطوار |
Sosyal nezaket kuralları gereği, ...beni tuhaf bulsan da söylemezdin, değil mi? | Open Subtitles | مع فائق احترامي للآداب الاجتماعية، حتى وإن كنت تحسبني غريبة الأطوار لما أخبرتني، صحيح؟ |
Biraz tuhaf birisi. Ama ona bir şans verelim. | Open Subtitles | انها غريبة الأطوار قليلا لكن لنعطها فرصة |
Biliyor musun ne düşünüyorum? O, sadece tuhaf biri. Sebebi de ikizi olması. | Open Subtitles | أعتقد أنها غريبة الأطوار لأنها توأم, التوائمغريبون |
Kadin iyi biri ama adam biraz garip degil mi? | Open Subtitles | إنها جميلة، لكنها غريبة الأطوار قليلاً، صحيح؟ |
O geceki davranis seklimden dolayi garip oldugumu dusunmuyorsun degil mi? | Open Subtitles | أنت لم تظننى غريبة الأطوار بسبب طريقة تصرفى تلك الليلة؟ |
Sara ucube! Sara ucube! | Open Subtitles | سارة غريبة الأطوار , سارة غريبة الأطوار سارة غريبة الأطوار, سارة غريبة الأطوار |
- Kepekli yemediğimi biliyorsunuz. - Sen hiçbir şey yemiyorsun ki ucube. | Open Subtitles | تعرف أنني لا أستطيع أن آكل القمح أنتِ لا تأكلين أي شيئ يا غريبة الأطوار |
Öteki okullarda matematikçi ucube kızdım. | Open Subtitles | في المدارس السابقة كنت أُدعى فتاة الرياضيات غريبة الأطوار |
Yine de, biraz huysuz olduğu için onu suçlayamazsın. | Open Subtitles | ومـع ذلك , لايمكنكِ إلقاء اللوم عليه لكونها غريبة الأطوار بعض الشيء |
Bütün bu olanlar, askılı pantolon giyen ve peltek konuşan bir inek olduğum zamanları aklıma getiriyor. | Open Subtitles | هذا الأمر برمته يعيد إليّ ذكريات سيئة كوني كنت عضوة في فريق غنائي غريبة الأطوار و أرتدي ملابس غريبة |
Yataktan kalktığını ve manyak gibi öylece durduğunu hatırlamıyor musun? | Open Subtitles | لا تتذكرين نهوضكِ عن السرير ؟ لا تتذكرين وقوفكِ هناك و كأنكِ غريبة الأطوار ؟ |
Çok Tuhafsın. | Open Subtitles | مؤخراً، كلّما أراك أجدك غريبة الأطوار |
Sende beni kaçık gibi sevsen iyi olur Çünkü o kaçık benim, Seni kaçık. | Open Subtitles | الفتاة الغريبة التي تحبك وأنت أيضا تحبيني بطريقة غريبة. بسبب أنني عي الفتاة الغريبة أنتي غريبة الأطوار. |
Üşütük değilim ama zor biriyim. | Open Subtitles | أنا لست غريبة الأطوار لكني معقدة . حسناً ؟ |
Sürekli tikleyip, kekeleyen bir ucubeyim diye. Artık bitsin istiyorum. | Open Subtitles | لأنّي متأتأةٌ غريبة الأطوار . جلُّ ماأريده أن يتوقّف فحسب |
Geçirdiği bir yıldan sonra biraz eksantrik görünmesi normal. | Open Subtitles | بعـد العام الذي عـانته مسموح لهـا أن تكون غريبة الأطوار قليـلا |
Başlayınca konuşmaya Anladım ki manyakmış | Open Subtitles | علمت أنها غريبة الأطوار عندما بدأت بالكلام |
Ve deli Buffy, inşaatta çalışmak için fazla güçlü. | Open Subtitles | وبافي غريبة الأطوار قوية جداً لأعمال الإنشاء |