Bak, Ali ortadan kaybolduktan sonra çok garip postalar geldi. | Open Subtitles | أنظري, بعد أختفاء ألي, لقد حصلنا على أشياء غريبه بالبريد |
Bak, insanların senin garip olduğunu düşünmelerini istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | اسمعي انتي لاتريدين الناس ان يقولوا عنك غريبه, هل تريدين؟ |
Aynen ben hep koştum da, erkekler garip olduğumu düşündüler sadece. | Open Subtitles | نعم, لقد كنت أجري طوال الوقت وظنوا الفتيان بأني غريبه فقط |
Ben de tuhaf bir çörek yedim şimdi, aynı sayılırız. | Open Subtitles | لقد حصلت على كعكه غريبه جداً لذا أظن أننا متعادلين |
Pivot oyuncunuz, 2,18 boyunda Litvanya adında tuhaf bir ülkeden geliyor. | Open Subtitles | رَجلُكم من المنطقه الوسطى سبع اقدام واثنين من دولةٍ غريبه إسمها |
Anne, o sadece bir yabancı. Aç ve dışarıda yağmur yağıyor. | Open Subtitles | امي.انها غريبه عن هنا انها جائعه والسماء تمطر بالخارج |
Orada 20 yıl önce garip bir komünde yangın çıkmış. | Open Subtitles | لقد كان هناك حريق من عشرون سنه في بلديه غريبه |
O işi yapanların bir çoğunu tanırım. Sizi daha önce görmemiş olmam çok garip. | Open Subtitles | انا اعرف الكثير منهم هناك غريبه اننى لم ارك من قبل |
Son zamanlarda ki birçok ölümden. Gerçekten garip ölümler salgını. | Open Subtitles | حالات موت عديده مؤخرا وباء حقيقى لميتات غريبه |
Kiraladığım dedektifin ölümü. garip bi ölüm... | Open Subtitles | شرطى التحرى الذى أستأجرته مات فى حادثه غريبه |
Uyduya yerleştirilmiş garip sinyaller var. | Open Subtitles | إنها أشارة غريبه التقطتها أقمارنا وهذه الأخبار الجيدة ؟ |
Geleneklerimiz size garip gelebilir... ama kötü bir niyetimiz yok. | Open Subtitles | عاداتنا قد تكون غريبه عليكم ..ولكننا لانقصد الضرر |
Her isim ilk duyulduğunda insanlara garip gelmiştir. | Open Subtitles | كل الاسماء تبدو غريبه عندما تسمعها لاول مره |
tuhaf bir yolculuk ve tuhaf bir hikaye, halifem. | Open Subtitles | أوه , رحلة غريبة وقصه غريبه ايضا , أيها الخليفه |
Benimle konuşan delinin tuhaf bir aksanı vardı. | Open Subtitles | هذا اللعين الذي تحدث كانت لديه نبره غريبه ، لم استطع تمييزها |
Her nedense kendi evimde yabancı biri gibi yaşıyormuşum düşüncesi çok tuhaf geliyor bana. | Open Subtitles | فكرة عيش غريب في منزلي تبدو غريبه , كما تعلم ؟ |
Ayrılmak zordu, ama New York'u değişik buldum ve kendimi tuhaf hissettim. | Open Subtitles | لكن اعترف ان نيويورك قاسية وموحشة وانا غريبه عنها لوسمحت مررها على الطاوله شكرا بروفسور |
Bugün gömleğinizi yıkarken tuhaf bölümlerde ruj izleri gördüm. | Open Subtitles | لم أستطع أن أمنع نفسي من ملاحظة علام أحمر شفاه في أماكن غريبه |
Antikorlar, sistemi tehdit eden bakteri ya da öteki yabancı saldırganları yok ediyor. | Open Subtitles | الاجسام المضاده تدمر البكتريا او اى اجسام غريبه تهدد النظام |
Bu acayip bir hikâye. Bırakayım sen anlat. | Open Subtitles | حسناً، هذه قصه غريبه سأسمح لك بأن تحكيها |
Onu sıradan bir sahneye koyup yanına da bir ucube ekliyorlar. | Open Subtitles | يصورونه في مشهد عادي و بعد ذلك يقومون بإضافة كائنات غريبه |
Günlerce düşünmüştüm o konuda. Ama özellikle o gün gerçekten çok garipti. | Open Subtitles | هكذا كانت منذ أيام لكن عصر هذا اليوم كانت غريبه للغايه |
egzotik dansözdüm, New York araba fuarında hosteslik yaptım. | Open Subtitles | لقد كنت راقصه غريبه مضيفه فى معرض نيويورك الآلى |
Gerçekten ilginç bir şirket. Pek çok zenginle anlaşmaları var. | Open Subtitles | انها شركه غريبه حقا لديها عقود تتجاوز قيمتها 500 |
Nellis'de her zaman bir şeyler olur ve çoğu zaman bu olanlar gariptir. | Open Subtitles | , هناك دائما أشياء تدور فى نيليس ومعظمها أشياء غريبه |
İnsanlar dik dik bakabilir, çünkü sen epey garipsin. | Open Subtitles | ولكن ليس بصوت عال جداً الناس تميل إلى التحديق لأنك غريبه |
Herkesten toplantı boyunca değişik kostümler giymelerini istedi; peruklar, çılgın şapkalar, tüylü atkılar, büyük gözlükler, vesaire. | TED | وطلب من الموظفين ارتداء زي في كل فترة اللقاء شعر مستعار ، قبعات غريبه ، شالات نظارات كبيره و من هذا القبيل |
Ona da garip şeyler oluyordu. Bazı davranışları tuhaftı. | Open Subtitles | "تحصل معه أمور غريبة أيضا وبعض الأمور التي كان ينجزها كانت غريبه" |
Eski dünyada, onlar için sadece bir yabancıyım. | Open Subtitles | في العالم الآخر سأكون مجرد غريبه عنهم |